İtibarsızlaştırmayı hangi odaklar başlattı?

CAN SIKICI KONULAR MAALESEF. ANCAK ARŞİV OLARAK BURADA DURSUN İSTERİM

PARALEL DEVLET YAPILANMASINDAN TÜREYEN CEMAAT/HEMŞERİLİK/SİYASİ ÇIKAR AĞLARI TOPLUMSAL YAŞAMI TAHRİP EDEN PARALEL EKONOMİLERİNİ HANGİ MEKANİZMALARLA İNŞA ETTİLER?

2008 yılında eski eşimin ısrarla inkâr ettiği hayasız eylemleri yüzünden evliliğimizde travmatik bir kırılma yaşandı. Olayın etkisini üzerimden atmak için her yaz gittiğim kayınvalidenin Burhaniye'deki yazlığında o sene tatili uzatabildiğim kadar uzattım. Ancak orada da huzur bulamadım. Oğlumu yanıma alıp gittiğim her yerde karşıma çıkan uygunsuz hal ve tavırlar birbirini takip etti. İzahı sonradan ortaya çıkan birçok olay yaşandı. 2009 yazında kayınvalidemin yazlığında bir anda peyda olan kötü muamele de aynı sene ablamların Ayvalık'taki yazlığında maruz kaldığım uygunsuz olay da tesadüfle açıklanamazdı. Evliliğimde yaşadığım psikolojik şiddet o vakitler arka arkaya gelişen olayların bağlantısını kurmama engel olmuştu. Babamın hastanelerde YANLIŞ TEŞHİSLERLE yataklara düştüğü, ameliyat masalarında süründürüldüğü ilk zamanlar...* Bugünden geriye baktığımda birbirini takip eden izaha muhtaç olayların iç yüzünü daha net görebiliyorum; dört koldan düğmesine basılan itibarsızlaştırma saldırılarının fitili o günlerde ateşlenmiş.   

Cemaat/hemşerilik/siyasi networkerlerin devreye girdiği kurumsal arka planı olan nitelikli iftira düzenekleri 

Bağlantısallık şablonlarının kullandığı tezgahlarda akrabalık ilişkilerinin en dış çeperinden başlamışlar

Cemaat/hemşerilik networkleri üzerinden yalan ve iftiraların servis edildiği ilk adreslerden biri Ladikli eski eltim Canan'dı. İlk onun entrikalarına maruz kaldım. Yılların hayat tecrübesine sahip eski kayınvalidem Melike Altaylı bu oyuna gelenlerdendi. 2009'dan sonra Canan'ın** entrikalarıyla uğraşmak yerine Burhaniye Ören'de barların arasında atıl kalmış diğer yazlığa geçmeyi uygun gördüm. Daha doğrusu buna mecbur bırakıldım. O vakitler henüz dört yaşlarında olan oğlumla birlikte ablamların Ayvalık'taki yazlığına gittiğimde ise dile getirmekten dahi hicap duyacağım uygunsuz bir olayla kaşılaştım; Gece yarısı elinde içki şişesiyle odamın kapımda bekleyen kişi Fırat'tı, ablamın eşi Arat'ın kardeşi. Hiç oralı olmadım ama evin misafiri olarak bundan daha alçaltıcı bir hareket olamazdı. GİTTİĞİM HER YERE BENİ ZAN ALTINDA BIRAKAN MANİPULATİF BİLGİ VE BELGENİN SERVİS EDİLDİĞİ, YAŞAM ALANLARIMI GASP ETMEYE PROGRAMLI DÜZENEKLERİN İLK EMARELERİ... Ailece yaptığımız son yaz tatil 2013'teydi. Kemal, özellikle babamın vefatından sonra ipleri koyuvermişti, ancak kendisini boşayacağıma asla ihtimal vermiyordu... O yaz, "TMSF'den acil çağırıyorlar" yalanıyla*** yıllık iznini iki defa bölüp oğlumla bizi yazlıkta bıraktı. Aynı günlerde çevreden tacize varan sataşmalara maruz kaldım. Oğlumla birlikte hiç de güvende olmadığımız bir yerde yanlız kalmıştık.

SAĞ ve SOL paramilitarizmin sinerjisini ve yerellerdeki ayak takımı taşeron çeteleri kullanıyorlar

Kemal'in yanımızdan ayrılmasıyla birlikte Burhaniye Ören'deki faşist ayak takımının devreye girmesi bir olmuştu. Huzurumu kaçıran rahatsız edici olaylar arka arkaya geldi. Evde yalnız olduğumuzu birilerinden öğrenen bahçeye komşu otoparkın bekçisinin sözlü tacize uğradım. Plajda olduğumuz bir gün bahçedeki şezlong ateşe verildi. Çatıdaki su deposu delindi. Hemen yanımızdaki barın solisti kapıda park ettiğim arabama gece yarısı çarptı. Burhaniye'de referansla gittiğimiz yeme-içme mekanlarında bile izaha muhtaç kötü muameleler peyda oldu. Bar çalışanlarının ağza alınmayacak küfürleri evin içinde yankılanmaya başlamıştı. Yıllarca o çevrede tatilimizi yapan bir aileydik ve bu yaşananların hiçbiri olağan değildi.

GİZLİ BİR EL BİZE YAŞAMI ZİNDAN ETMEK İÇİN TÜM DÜĞMELERE BİRDEN BASMIŞ GİBİYDİ 

İşin ilginç yanı paramiliterleşen solun da bu düzeneklerde etkin bir role sahip olmasıyldı. Yalan ve iftiraların servis edildiği başka bir isim Kemal'in kuzeni Devrim Altaylı'nın eşi Ebru Altaylı'ydı. Ebru, Kadıköy'ün Aydınlıkçı çevreleri üzerinden benim ve ailem aleyhimde ilk manipule edilen isimlerden biriydi. Zaman içerisinde dezenformasyona alet edilen kişilerin sayısı arttı. Facebook'ta "kuzenler" sayfası açan eski eşimin kuzenlerinden hiç tanımadığım ancak sosyal medya profilinden görebildiğim kadarıyla tam bir Kürt düşmanı olan Antalya'da otelci Celal Altaylı'nın aleyhimdeki düzeneklerde etkin biriydi. Benim ailemden aleyhimizdeki yalan ve iftiralarda kullanılan ilk isimderden biri ise ablamın eşi Arat Kaytaz'. Arat, ahlaki değerleri zayıf bir adamdır. Aleyhimdeki iftiralara kolay kanması muhtemelen onun bu karakteriyle ilgili bir durumdu. 

Kişi ve grupları hedefe koyan güç odakları hemen her kesimi harekete geçirecek sosyo-psikolojik ve psiko-siber yöntemleri bilen ekiplerle çalışıyorlar: Bknz.

Birbirinden bu kadar uzak ve hatta çoğu zaman taban tabana zıt çevreleri aynı anda harekete geçiren kumanda masalarına dair sayısız olay var. İstedikleri manipulatif bilgi ve belgeyi istedikleri çevrelere servis edebilecek, Bylock'u misliyle aşan networklere sahipler. Öyle ki çocuk istismarcısı adi çetelerin telkinleriyle yargı kararlarına dahi kolayca yön verebiliyorlar: Bkzn

Maruz kaldığımız saldırı biçimi bir tür yasalar üstü tecrit ve imha uygulamasıydı. 

(*) Babam hastalandığında onu yanıma almayı düşündüm. Bu konuyu Kemal'e de açtığımı hatırlıyorum. Ancak sonrasında birbiri ardına gelişen öyle aksilikler oldu ki o zamanlar idrak edemediğim, ancak bugünden geriye baktığımda Kemal'in sinsice uyguladığı psikolojik şiddetin etkisiyle hasta yatağındaki babam dahil herkesten uzaklaşarak kendi kabuğuma çekildiğimi anlıyroum.

(**Eltim Canan Altaylı'nın entrikaları yüzünden Burhaniye Artur'dan ayrılmıştık. Bizim ayağımızı oradan kesmesi yetmemiş olacak ki bu defa aynı şeyi Ören'deki yazlıkta da tekrarladı. Benim yaptığım bakım/tadilat sonrası orayı sahiplendiğimiz endişesine kapılarak entrikalarını sürdürdü. 2013 bizim ailece son yaz tatilimiz oldu. Canan yenge sanırım muradına ermiştir. Böyle küçük hesaplar yapan insanların yalan ve iftiralarda kullanılmak için en ideal insanlar olması beni hiç şaşırtmıyor. 

(***)  Kemal'in çalıştığı kurumda kaçak göçek ilişki kurduğu uzatmalı sevgilisi TMSF avukatı Nagihan Gür'ü o günlerde İstanbul'da evimize kadar soktuğunu öğrendim. Daha önce hiç böyle "acil" bir durum yaşanmamışken, o yaz TMSF'den niçin "acilen" çağırıldığı da ortaya çıkıyordu. Yazlıktan eve döndüğümde kadının ince telli sarı saçlarını yatağımdan topladım. O vakitler kadının da evli olduğunu sonradan öğrendim. Daha çirkin olanı, kadın evimizin değerini öğrenmek için expertiz şirketi olan arkadaşlarına başvurmuştu. Kendisi bile ne kadar aşağılık bir karakter olduğunun farkında değildi. Yaptıklarını meziyet sanıyordu.  Zira 2016 Aralık ayında, ilk ve tek görüşmemizde, ki çok talihsiz bir olaydır, yüzüme karşı evimin değerini söyleyip "Sizin bu evi tek maaşla almanız imkansız. Kemal'in annesi her ay düzenli olarak para gönderiyormuş" demesi bunu anlamaya yetiyordu. Her ay düzenli ek bir gelirimizin olduğunu ilk defa bu kadından öğreniyordum. Yıllarca ev kredisi, özel okul masrafı derken boşuna kemer sıkmışım meğer... Kemal'in annesinden gelen ek gelirin uzatmalı öğle tatillerinde gidilen masaj salonlarını ve düzüşmek için gidilen otel masraflarını karşıladığını anlamak artık işten değil...

Benim evladım on iki yaşındayken benden koparılıp izole edilerek böyle bir karakterin ve yoldan çıkmış basiretsiz bir babasının gölgesinde büyüdü. 






Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Bir tür yasalar üstü "tecrit ve imha" yöntemiyle mi karşı karşıyayız?

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları