İtibarsızlaştırmayı hangi odaklar başlattı?
CAN SIKICI KONULAR MAALESEF. ANCAK ARŞİV OLARAK BURADA DURSUN İSTERİM
PARALEL DEVLET YAPILANMASINDAN TÜREYEN ÇIKAR AĞLARI KENDİ PARALEL EKONOMİLERİNİ NASIL İNŞA EDİYOR?
2008 yılında eski eşimin ısrarla inkar ettiği hayasız eylemleri sebebiyle evliliğimizde travmatik bir kırılma anı yaşandı. Olayın etkisini üzerimden atmak ve düşünmek için her yaz gittiğim kayınvalidenin Burhaniye'deki yazlığında o sene tatili iki aya uzattım. Ne var ki orada da huzur bulamadım. Birbirini takip eden izaha muhtaç olayların iç yüzü ve bağlantıları gün ışığına çıktıkça, dört koldan düğmesine basılan itibarsızlaştırma saldırılarının fitilinin daha o tarihlerde ateşlenmiş olduğunu anladım. Babamın hastanelerde YANLIŞ TEŞHİSLERLE yataklara düşürüldüğü, ameliyat masalarında süründürüldüğü ilk zamanlar.* Arka arkaya gelişen, izahı çok sonraları ortaya çıkan birçok olay yaşandı. Evlilik içinde maruz kaldığım psikolojik şiddet o vakitler olayların bağlantısını kurmama engel olmuştu. Kurumsal arka planı olan itibarsızlaştırma saldırılarına ailelerin en dış çeperinden başlamışlar. Cemaat/hemşerilik networkleri üzerinden yalan ve iftiraların servis edildiği ilk adreslerden biri Ladikli eski eltim Canan'dı. Samsun Ladikli eski eltim Canan Altaylı'nın entrikalarına maruz kaldım. Yılların hayat tecrübesine sahip rahmetli eski kayınvalidem Melike Altaylı da maalesef bu oyuna gelmişti. 2009'dan sonra Canan'ın** Balıkesir Artur'daki entrikalarıyla uğraşmak yerine Burhaniye Ören'de barların arasında atıl kalmış diğer yazlığa geçmeyi uygun görmüştüm... Her sene kayınvalidenin yazlığında ailecek yaptığımız son yaz tatil 2013'teydi. Kemal o yaz ilk olarak "TMSF'den acil çağırıyorlar" yalanıyla iki defa yıllık iznini bölüp oğlumla bizi Ören'de bırakmıştı. Kemal'in gitmesiyle Burhaniye Ören'deki faşist ayak takımının devreye girmesi bir olmuştu. Huzurumu kaçıran rahatsız edici olaylar arka arkaya geldi. Yalnız kaldığımızı birilerinden öğrenen otopark bekçisinin sözlü tacize uğradım. Plajda olduğumuz bir gün bahçedeki şezlong ateşe verildi. Çatıdaki su deposu delindi. Hemen yanımızdaki barın solisti kapıda park ettiğim arabama gece yarısı çarptı. Burhaniye'de referansla gittiğimiz yeme-içme mekanlarında bile izaha muhtaç kötü muameleler peyda oldu. Bar çalışanlarının ağza alınmayacak küfürleri evin içinde yankılanmaya başlamıştı. Yıllarca o çevrede tatilimizi yapan bir aileydik ve bu yaşananların hiçbiri olağan değildi.
GİZLİ BİR EL BİZE YAŞAMI ZİNDAN ETMEK İÇİN BÜTÜN DÜĞMELERE BİRDEN BASMIŞ GİBİYDİ
İşin ilginç yanı paramiliterleşen sol da bu düzeneklerde etkin bir role sahipti. Yalan ve iftiraların servis edildiği başka bir isim Kemal'in kuzeni Devrim Altaylı'nın eşi Ebru Altaylı'ydı. Ebru, Aydınlıkçı çevre üzerinden benim ve ailem aleyhimde ilk manipule edilenlerden biriydi. Zaman içerisinde dezenformasyona alet edilen kişilerin sayısı arttı. Facebook'ta "kuzenler" sayfası açan eski eşimin kuzenlerinden hiç tanımadığım ancak sosyal medya profilinden görebildiğim kadarıyla tam bir Kürt düşmanı olan otelci Celal Altaylı'nın aleyhimdeki düzeneklerde etkin biri olduğunu buraya eklemeliyim. Bizim aileden aleyhimizdeki yalan ve iftiralarda kullanılan ilk isimderden biri de ablamın eşi Arat Kaytaz. Arat ahlaki değerleri zayıf bir adamdır. Aleyhimdeki iftiralara kolay kanması muhtemelen onun bu karakteriyle ilgili bir durumdu.
Maruz kaldığım saldırı biçimi bir tür yasalar üstü tecrit ve imha uygulamasıydı.
Not: Bizi hedefe koyan güç odakları hemen her kesimi harekete geçirecek sosyo-psikolojik ve psiko-siber yöntemleri bilen ekiplerle çalışıyorlar: Bknz.