Sosyal ve fiziki çevreden elde ettikleri bağlantısal verilerle tezgahlarını kuruyorlar

Siyasi karşıtlarını şeytanlaştıran siyaset dili bizlere yönelik saldırıların fitilini ateşledi. Durumdan vazife çıkaran paramiliter çeteler, ele geçirdikleri casus yazılımlarla insanların hayatıyla, onuruyla oynadılar, işinde gücündeki insanları kurdukları tuzaklarla şantaj/tehdit ağına çektiler, aileleri parçaladılar, psiko-siber düzeneklerle çocukların, yaşlıların psikolojisini bozdular.Yerellerdeki çetelerle, yasa dışı veri akışlarıyla ve kurumlardaki uzantılarıyla kendilerine devasa bir gasp ekonomisi inşa ettiler.

Dijital takiplerden elde ettikleri bağlantısal verileri saldırı düzeneklerinde kullanıyorlar

Öğrencilik yıllarımdan bu yana birçok arkadaşım oldu. Hepsi de çok kıymetli insanlar. Yıllar içerisinde birer birer çekildiler. Çünkü paramiliter siber çeteler zan altında bırakmaya programlı ilk saldırılarını telefon rehberimizi ve sosyal medya arkadaşlık listelerini ele geçirerek yaptılar. Okul ve işyeri geçmişi, ikamet edilen yerler, akrabalık bağları gibi bilgilerin yanı sıra tapu bilgilerine, yargı süreçlerine, hastane geçmişine, banka hesaplarına ulaşabildikleri networklere sahipler. Hesapların ele geçirilmesi ve yasadışı veri akışlarıyla kurulan kirli tezgahların geçmişi 2000'li yıllara uzanır. Bu verilerle devasa bir gasp ekonomisi inşa ettiler. 

[Ne bekliyordunuz, Türk Telekomu bankalarımıza ödemediği kredilerle bedavaya alıp işi bitince çekip giden Arap sermayesi kişisel verilerinize saygı mı gösterecekti?! On altı yıldır e-devlete geçen bir hükümet devasa veri çıkışlarından nasıl sorumsuz olur?***]

Düşman istihbarat servislerinin yol ve yöntemleriyle bizleri hedef haline getiren paralel yapılanmanın, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasının bastırılmasına rağmen kurumsal destekli saldırılarını renklendirme usulüyle sürdürüyor olması herkesi düşündürmelidir.

Darbe kalkışmasından sonra dünyanın dört bir yanına dağılan, iktidar ortaklığı yapmış devasa bir suç yapılanmasının hâlâ güçlü bir koordinasyona sahip olması, biz sıradan vatanadaşların en temel haklarını ve güvenliğini uluslararası çapta risk altında bırakmaktadır. 

SİSTEMATİK HALE GELEN İTİBARSIZLAŞTIRMA SALDIRILARI KARŞISINDA KURUMSAL MUHATAP ARARKEN  ORGANİZE ÇETELERİN KURUMLARDAKİ UZANTILARIYLA VE ENGELLERLE KARŞILAŞIYORUM: BKNZ.

Emniyet ve yargıda ve hatta eğitim kurumlarında etkili olan organize çetenin oyun ve tezgahları karşısında ne kendimizi ne çocuklarımızı koruyabiliyoruz.

Can ve mal güvenliğini tehdit eden konut dokunulmazlığı ihlalleri, uygunsuz içerik üretimi, yalancı şahitlik gibi bir dizi SİSTEMATİK suçta cezasızlık zırhı olarak çocukları kullanıyorlar. Her okuldan ve mahalleden buldukları birkaç denetimsiz çocuğu kumanda ederek diğerlerini de suça yönlendiriyorlar. İnternet hatlarına, sosyal medya hesaplarına ağırlıklı olarak organize çetelerin yönlendirildiği bu çocuklar üzerinden fiziki erişimlerin sağlandığı anlaşılıyor. Casus yazılımların ele ayağa düşmesiyle birlikte zan altına bırakmaya programlı telefon ve internet sahtekarlıklarında cihazlara fiziki erişime eskisi gibi gerek kalmıyor. 


(***) HAFIZA - 2016 MERNİS SIZINTISI - 49 milyonu aşkın kişinin kişisel verilerinin paylaşıldığı bu sızıntı, internet tarihinin en büyük çaplı sızıntılarından biri olarak tarihe geçti (2009). Böylesi bir siber güvenlik açığı ve ardından yaşanan iktidardaki çatlaklar, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla dünyanın dört bir yanına kaçan cemaatçiler... Olmayan kuyruğumuza teneke bağlayacak düşman bir değil iki değil. Uluslararası Siber mafyalar ve yurtiçindeki uzantıları yıllardır hayatımızı zehir ediyorlar.






Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok pis kokular geliyor

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları

Reşit olmamış gençleri kullanan özel para-militer çeteler