Kişisel olanın ne kadar politik olduğunu devletimiz bize uygulamalı olarak öğretti...
Oğlum Cem on beş yaşından sonra bazı şeyleri sorgulamaya başladı. Babasının avukat eşinin manipulatif bir karakter olduğunu, babasını nikaha ikna etmek için sahte yakınlık göstererek kendisini basamak olarak kullandığını artık anlamıştı... On iki yaşındayken çocuğu ikiye bölemeyeceğimize göre onu daha fazla yıpratmamaları için ego merkezli bir annelik savaşına girmedim. Ama sağlığından ve güvenliğinden endişe duymaya başladığım gün Adliyenin yolunu tuttum. Savcılık soruşturmalarını başlattım... Baktım devlet devlet değil. Baba mal, babanın eşi avukat nagihan gür altaylı tam bir çakal. Beni yalnızlaştırmak için annemi ve kardeşlerimi çoktan yanlarına çektiklerini utanç duyarak öğrendim... N'apayım bu kadar çakalın ve basiretsiz insanların arasında. Benim de gücüm bir yere kadar... Cem'le 2017'den beri iletişim engeli var aramızda. Kendisine yılda en fazla iki defa ulaşabiliyorum. Devamsızlık sorununa rağmen liseyi bir şeklilde bitirmiş olmalı. En son bir buçuk sene evvel gördüm. 7/24 leauge of legends oynuyordu. Boyun düzleşmesi, el anomalisi/kompodaktili gibi ortopedik sorunlar yaşadı ama nafile... Beni tamamen ekarte etmek için avukat eşiyle devletteki güç ilişkilerini ve itibarsızlaştırma çetelerini kullanan, oğluma annesi ölmüş gibi yeni bir anne getirdiğini zanneden şahsiyetsiz bir baba... Çocuğu on iki yaşından beri odasında, bilgisayarın başına terk etmişler. Ona aile sıcaklığı verememişler, aileye yeni bir kardeş getirmişler ancak oğluma kardeşlik sevgisi aşılayamamışlar. Çocuk da Leauge of Legends oyununa sarmış. Kontrolsüz internet çocuklar için mayınlı araziden farksız. Madde bağımlılığı derecesinde oyun bağımlığı gelişmiş. Online iletişime açık e-spor maçlarında dünyanın dört bir yanından insanlarla iletişim kuruyor. Kimseden bulamadığı yakınlığı oyun ortamlarında arıyor. En son görüştüğümde durum buydu. On iki yaşından itibaren hiç güzel anılar biriktiremediği bir evde bu şekilde alıkonuldu. O vakitler gittiği Bahçeşehir Dragos Ortaokulu'nda 7. sınıf rehber öğretmeni Özge Gürsoy ve onun telkiniyle hareket eden okul yönetimi, beni okul sürecinden de ekarte ederek oğlumun her tür risk karşısında savunmasız kalmasına yol açtılar. Benzer bir süreç, akran ve siber zorbalıkların yoğunlaştığı ancak benim yine ekarte edildiğim Uğur Koleji'nde yaşandı. Oğlum o tarihlerden bu yana benimle yılda en fazla iki defa iletişime geçiyor. Bir-iki görüşmeden sonra gerekçe bile sunmadan iletişime engel koyuyor. Yıllardır aynı döngü. On iki yaşından bu yana birilerinin ya da bir şeylerin etkisinde olduğu muhakkak!
Özetle: Kendi evladımı Emniyet, Yargı ve hatta Eğitim kurumlarına sızan organize çetelerden ve sonu gelmeyen nitelikli iftira düzeneklerinden koruyamıyorum. 2018'de velayet davasının*** karar aşamasında, ikamet ettiğim yerde oğluma ikizi kadar benzeyen bir çocuğu getirip yanlarında gezdiren mahalle sakinleri var - Bknz. Çocuk istismarcısı çetelerle aynı networklere çalışan bu kişi ve adresler hâlâ sorgulanmıyor. Savcılık soruşturmalarını ve mahkemeleri arkadan dolanarak aleyhimde manipule edenler cezasızlık zırhıyla korunuyor.
(***) 2017'de açtıkları velayet davası, hemen akabinde, Blog yazılarımı gerekçe göstererek beni yargı eliyle kriminalize etmeye programlı dava ve soruşturma bombardımanı için zemin oluşturacaktı. 2014'teki anlaşmalı boşanmada velayet bendeydi. Babanın 3.eşi TMSF avukatlarından Nagihan Gür'ün asıl amacı velayeti tamamen kaldırmaktı. Bir sonraki adımı, bir mülk üzerindeki intifa hakkını ortadan kaldırmaya dönük yeni bir dava açmaktı. Ancak istinaf mahkemesi velayeti kaldırmak yerine velayeti değiştirme kararı verince bu planı tutmadı. Yine de "velayeti elinden alınmış bir anne" algısını sonraki dava ve soruşturmalar için imaj mühendisliğinde kullandı. Oysa velayet davasında Analdolu 11. Aile Mahkemesini manipule eden kurumsal destekli bir düzeneğin olduğu ortadaydı. Adliye uzman raporunda geçen, oğlumun "Annemle kalmaktan memnunum, babamı zaten hafta sonlarında görüyorum" ifadeleri mahkeme tarafından görülmedi ve "çocuk 12 yaşını geçtiği için onun kararı" denilerek gerçeği yansıtmayan sözlü bir ifadeyle velayet babasına geçti. Hakimin gerçeği yansıtmayan bir gerekçeyle verdiği bu karardan sonra, organize çetelerin itibarsızlaştırma düzenekleriyle paralel giden yargı süreçleri benim aleyhimde ilerledi.
Aklımıza haklı olarak şu soru geliyor: Emniyeti ve Yargı birimlerini çocuk istismarcısı onlyfans'çı çeteler mi esir aldı?!
