Türk yargısına ve güvenlik birimlerine ayar veren resmi/özel paramiliter yapılanmalar

Suçluyu bulmak ve yargılamak yerine mağduru mercek altına almak kurumsal yozlaşmanın ve liyakatsizliğin en bariz işaretidir

Kendi hatalarını kabul edip geri adım atmak ya da suçlarını itiraf etmek yerine yıllardır aynı tehlikeli oyunları oynuyorlar. Kamunun kaynaklarını kendi ahmaklıkları ve ahlaksızlıklarıyla israf etmekle kalmıyorlar, bana ve aileme yönelik yıllara uzanan organize saldırılarda, kurumlara sızan suç şebekesinin değirmenine DEVLETİN İMKANLARIYLA su taşıyoryolar.

Bunu yapanlar kim: Mahkemelerin/savcılıkların kalem memurları, Adliye uzman pedagog ve psikologları, Emniyet/istihbarat personeli. Yani maaşlı devlet memurları!

BÖYLE DEVLET CİDDİYETİ, BÖYLE DEVLET AHLAKI, BÖYLE LİYAKATSİZLİK ÜZERİNE İNŞA ETİLMİŞ KURUMSAL YAPI OLMAZ.

Birbirine taban tabana zıt çevrelerde birbirinin aynı seviyesiz geribildirimleri kişi, mekan ve olası bağlantılarıyla kayıt altına almamın amacı, tekrara düşen ve dikkat çeken ortak hal ve tavırların benim kuruntum olmadığını ortaya koymaktı. 2014'te düğmeye basılmışcasına sosyal ve fiziki çevremden insanlara beni zan altında bırakan bilgi ve belge yayan tek bir merkez var. Devletin imkanlarını, yapay zeka ve internet teknolojisinin sinerjisini kullandılar. 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra psiko-siber silaha dönüşen saldırıların kumanda masaları bölünüp parçalansa da bana ve aileme yönelik saldırılar devam etti.

Kamunun gücünü şahısların menfaatleri doğrultusunda heba etmek "hukuk devleti" olma iddiasındaki devlet ahlakına yakışmaz: Bknz-Taraflı ve Bağımlı Yargı ve Emniyet Birimleri. Dava dosyasına giren iftiraları ispat için İNTERPOL soruşturmasına kadar (hakimin sözlü ifadesidir) teyakkuza geçen, onur ve haysiyet zedeleyici "KAYIT DIŞI ÇOK YÜKSEK GELİRİMİN OLDUĞU" iftirasının boşa çıkması neticesinde ise iftirada bulunan tarafa hiçbir işlem yapmayan, çocuğu ve anneyi adi çetelerin zorbalıklarından korumaktan aciz Aile mahkemeleri, taraflı ve bağımlı cemaatçi Emniyet personeli... HAL BU OLUNCA devlete çöken çeteleşmeler kendilerine "nitelikli iftira pazarı" kuruyorlar. "Çamur atmak", ikamet ettiğiniz yerden ve sosyal çevrenizden cemaat/hemşerilik çıkar ağlarıyla yalancı şahitler ayarlamak, dijital manipulasyonlarla ikna kabiliyeti güçlü bilgi ve belge üretmek, dava soruşturmalarını nitelikli iftira düzenekleriyle manipule etmek arz/taleple çalışan bir piyasaya dönüşerek paralel yapılanmaların paralel ekonomisini inşa ediyor. DEVLET KURUMLARI DA BUNA ÇANAK TUTUYOR. Cezasızlık politikalarıyla suçlular korunuyor. Üstelik anneyi ve çocuğun yüksek yararını gözetmesi gereken AİLE MAHKEMELERİ eliyle bunlar yapılıyor... 

Beni itibarsızlaştırmaya çalışan kişiler; eski eşim Fatih Kemal Altaylı ve avukat eşi Nagihan Gür Altaylı'dan başkası değildir: BknzProfesyonel saldırıların startının Ocak 2014 tarihinde verildiği anlaşılıyor. Fatih Kemal Altaylı'nın ayrı eve çıktığı tarihtir. İlk iki yıl ortak evladın hatırına asgari düzeyde iletişim kurdum. Ta ki Kartal Kentplus'a taşındığı 2016 Nisan'ına kadar. O tarihten bu yana hayat benim ve oğlum için tam anlamıyla kabusa dönüştü.  

Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet ölür...












Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok pis kokular geliyor

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları

Reşit olmamış gençleri kullanan özel para-militer çeteler