Evli bir erkekle bilerek ilişkiye giren kadının cezai/hukuki sorumluluğu

Evli Kadınların bilmesi gereken Hukuki Haklar

Evlilik karşılıklı sadakate dayalı, hukuki ve toplumsal bağlayıcılığı olan bir kontrattır. Eşlerin mezhebi genişse; bilinçli olarak sadakatsiz ilişkiye ve çok eşliliğe göz yumuluyorsa bu elbette onların bileceği iştir. Ancak aldatmanın ve evli kadınların onuruyla oynamanın hukukta da bir karşılığının olduğunu herkesin bilmesi gerekir.

(Emsal nitelikteki yargıtay kararı için bknz) Evli erkeklerle bilerek ilişkiye giren kadının sorumluluğu - "... evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer kişinin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer kişinin uğradığı zarardan sorumludur."

TMSF çatısı altında toplumun genel ahlakına aygırı kaçak göçek gayrı meşru ilişkilerini bulundukları ortamda meşru gören ikiyüzlü zihniyeti herkes tanısın. Bunlar ev sahibini daha yüksek sesle çığlık atarak bastırmaya kalkışan yavuz hırsızlardır. 2013 yazında ben yokken evimi kaçak aşk yuvasına çevirmiş iki ahlaksız isim: Nagihan Gür ve Fatih Kemal Altaylı. Beni ve çocuğumu tehlikeye atmak pahasına, içinde debelendikleri yalan ve iftira bataklığından vazgeç(e)miyorlar. Nitelikli iftira suçundan ( TCK/267-268) organize suçlar kapsamında yargılanmaları gerekir.

Ben tenezzül edip Fatih Kemal Altaylı'nın pisliklerini ortaya dökmedim. Sessiz sedasız anlaşmalı bir boşanmayla, ne idüğü belli olmayan bu adamdan kurtulduğumu zannederken, dokuz yıldır TMSF'deki uzatmalı sevgilisinin arkamdan çevirdiği çirkin oyunlarla savaşıyorum.

Öncesi de olmakla birlikte, eski eşim Kemal'in ayrı eve çıktığı Ocak 2014'den başlayarak kendi ahlaksızlıklarının tezahürü olan profesyonel kurgu ve hikayelerle beni itibarsızlaştırmak için uğraşmışlar: Bknz- "Kocanın evden ayrıldığı ilk 4 ay içinde kadının koynuna adam sokmaya çalışmak". Avukat Nagihan GürAltaylı  kurduğu tezgahın hukuki süresine kadar hesap etmiş. Ailemle aramdaki iletişimsizliği kullanarak yalan ve iftiralarına onları da dahil etmişler: [BİZ EŞEK OLDUKTAN SONRA SEMER VURAN ÇOK OLUR!]. Mahalle aralarında gezen, konut dokunulmazlığımı ihlal ettikleri açığa çıkan paramiliter yapılanmalara çalışan adi çeteleri, sosyal medyadaki taşeron trolleri üzerime salmışlar. Kırk yıldır görmediğim ilkokul arkadaşlarımdan otuz yıl evvelki erkek arkadaşıma, hiç tanımadığım akrabalarıma varana kadar istihbaratımı yapan paramiliter siber çetenin kurgu ve itibarsızlaştırma düzenekleriyle saldırmışlar. 

Yıllar geçtikçe geçmişteki "tesadüf"ler anlam kazanmaya başlıyor. Yıllarca görmediğim eski erkek arkadaşım Alaaddin Mavral'ın 2014'te bir anda İstanbul Maltepe'de ortaya çıkması gibi, buna benzer daha başka onlarca düzenekle çalışmışlar. Annemi ve kardeşlerimi şeytanın aklına gelmeyecek yöntemlerle aleyhimde kullanmışlar. Film yapımcısı mantığıyla ürettikleri kurgu ve hikayeleri otomasyona bağlamışlar. Evimde hikayesi önceden yazılmış şaibeli bir ölümle beni itibarsızlaştırıp ortadan kaldırmanın hesabını yapmışlar. Evimde uzandığım yerde tam uykuya dalacakken kaynağı muamma bir kimyasal zehirlenme yaşadım. 

2017'de bir çocukları oldu, benim çocuğuma verdikleri zarar yetmezmiş gibi o çocuğun da psikolojisini bozdular. Çünkü bunlar normal insan değil. Ne tür bir cemiyete ya da tarikata mensuplar bilmiyorum. İş yerlerinde (TMSF), toplum içinde iyi maskeler takınan karanlık, sayko karakterler. 

Hiç kimse bütün bu kirli tezgahların arkasındaki gücün cemaatçi ya da ülkücü devlet kadrolarıyla sınırlı olduğunu zannetmesin. TMSF Yozgat Kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı Cumhuriyet/Sözcü okuru bir ulusalcıdır. En sağlamcı kesim: Bir tarafları cemaat/hemşerilik çıkar ilişkilerinde, diğer tarafları ilericilik iddiasındaki ulusalcılarla dirsek temasında. Avukat Nagihan Gür Altaylı bana ve aileme yönelik tezgahları Gülen Cemaatiyle olan dirsek teması üzerinden başlattı. 15 Temmuz hezimetine rağmen ne hikmetse bu ekipte yaprak kımıldamadı. Kurumsal arka planı olan saldırılar 15 Temmuz'dan sonra da kaldığı yerden, hatta dozunu arttırarak devam etti. 


Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Bir tür yasalar üstü "tecrit ve imha" yöntemiyle mi karşı karşıyayız?

Türk Tipi Nomenklatura