Blog'da 2020'de yaptığım bir paylaşım:
Arkamdan koordine bir çetenin elinden çıkma o kadar çok manipülasyon var ki soru işareti yaratan bir takım olayları kayıt altına almak ve kamusal alanda paylaşmak bir tercih değil zorunluluğa dönüştü. Yıllardır herkesin gözü önünde bütün hesaplarını benim itibarsızlaştırılmam üzerine inşa eden kişi ve odaklara karşı adeta bir savaş veriyorum.
Karşı tarafın dava bombardımanlarının ardından bu defa benim açtığım davada mahkemelere düşen dört iş var: Oğluma benim soyadımı verip vermemek, nafakayı arttırıp arttırmamak, manevi tazminatı kabul edip etmemek, davalı tarafa haysiyetimi hedef alan ve dava dosyasına geçen iftiraları için yasal işlem başlatıp başlatmamak konularında karara varmak.
Ancak görünen o ki mahkeme davalı tarafa "Kayıt dışı çok yüksek gelirimin olduğu" yönündeki nitelikli iftiralarını ispatlamaları için sed soruşturmasında sonsuz mühlet vermiş. Ne de olsa oturduğum binaya kadar uzanan nitelikli iftira düzeneklerinde, beni itibarsızlaştırmak için yalan ve dedikodunun ötesine geçerek mahkeme soruşturma süreçlerinde yalancı şahitlik yapan, cemaat/hemşerilik networklerine bağlı çalışan şahıslar var. Aynı sermaye/çıkar gruplarına, aynı cemaatlere mensup insanlar bunlar.
Dava için avukat tutmadım. Süreci kendim yönetmeye gayret ediyorum. Anlamadığın noktaları araştırıyorum. Davanın 3. ve 4. duruşmaları olmadı diye biliyorum. Ancak e-devlette oldu görünüyor. Kayıt olarak dursun zira Devlet Kurumlarını Parmağında Oynatan Deepfake Çetesinin varlığına dair çok şeye şahit oldum: BKNZ
Katılımın olduğu 2. duruşmada mahkeme salonuna hiç tanımadığım üç kişi daha girdi. Mahkeme kapısında bu insanların yanında, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ davalarıyla TSK'den ihraç edilmiş Gökhan adındaki deniz subayı şahıs da vardı, kamera kayıtlarından incelesinler. Bu şahıs oğlumla sahte dostluk kuran Nagihan Gür Altaylı'nın ailesinden biridir. Darbe kalkışmasından sonra açığa alındığını ve alkol sorunu yaşadığını oğlumun aktarımlarından biliyroum. Benden kopartılarak izole edilen oğlum Cem babasının evinde son üç yıl boyunca bu karanlık insanların etkisi altında yaşadı.
UYAP'tan herhangi bir güncelleme/değişiklik bilgisi olmadığı için 2 Haziran 11:10 olarak verilen duruşma saatinde İstanbul Anadolu Adliyesi 19.Aile'nin kapısındaydım. Onun kağıdı sonradan geldi. Covid -19 tedbirleri nedeniyle davanın taraflar olmadan görüldüğü yazıyor. 31 Mart günü duruşmaların olmadığı söylendiği için geri döndüğümü hatırlıyorum.
İftira Suçu Cezası (TCK 267)
[Anadolu 11. Aile 2017/75 (velayetin değiştirilmesi), Çelişkili adliye psikolog raporu (Bir yıllık kopuştan sonra 2017 yılında tekrar annesiyle yaşamaya başlayan 2005 doğumlu Cem'in adliye uzman pedagog görüşmesinde hafta içi annesiyle kaldığı ve annesiyle kalmaktan memnun olduğu sözleri kayıtlara geçmesine rağmen raporun tavsiye kararı anne ve çocuk aleyhine yazılıyor, Anadolu 11.Aile Mahkeme Hakimi ise son duruşmada sözlü olarak "çocuk 12 yaşından büyük olduğu için onun kararı" diyerek davayı doğru olmayan bir gerekçeyle anne ve çocuk aleyhine kesip atıyor), Anadolu 7. Aile 2017/361 (hakaret iddiasından beraat), Anadolu 18.Aile 2017/71 (hakaret iddiasından beraat), Anadolu 7. Asliye Ceza 2017/437 (HAGB), Anadolu 14.Asliye Ceza 2018/59 (HAGB), çocuğumun telefon ve internet hatlarının güvenliği ve yaşadığı evdeki yetişkinlerin soruşturulması talebimi içeren 2019/31360 ve 2019/134800 no'lu Anadolu Adliyesi savcılık başvurum (ilkinde soruşturma askıya alındı, soruşturma savsaklandı, itirazıma rağmen ikinci defa taleplerimin üzeri örtülerek kapatıldı), çocuğumun evinde yaşayan yetişkinlerin arka arkaya çıkardıkları taktiksel uzaklaştırma kararları, kazanılan kumpas davalarının avukatlık masraflarından icra takipleri, banka blokajları, soruşturma savcılarından birinin burada adının geçmesini "hakaret" gerekçesi yaparak açtığı dava Anadolu 27.Asliye Ceza 2022/642...]