Bundan sonrası devletin ve toplumun saygınlık ve çürümüşlük derecesine bağlı

Belli toplum kesimlerine yönelik kurumsal arka planı olan tezgahların geçmişi benim tahminimden daha öncesine uzanıyor. Her geçen gün ortaya çıkan yeni bilgi ve kanıtlar, paralel devlet yapılanmasının tekelindeki internet ve telefon hatlarından elde edilen milyonlarca bağlantısal verinin uzun yıllar yasadışı düzeneklerde kullanıldığını gösteriyor. Sadece ülke istihbaratlarının kullanım izini olan casus yazılımlarla sızılan hesaplarda, kişileri zan altında bırakmaya programlı tezgahlar ve otomasyona bağlanan manipulatif bilgi ve belge üretimiyle devasa bir pazarın kurulduğu anlaşılıyor. Bu pazarda karşılıklı çıkara dayanan ilişki ağları öyle girift hale geliyor ki 15 Temmuz darbe kalkışmasının bastırılmasına ve sonraki fetö operasyonlarına rağmen usulsüzlükler ve organize suçlar bir biçimde kaldığı yerden devam ediyor. Bir ayağı yurt dışındaki suç yapılanmalarına uzanan kirli düzeneklerde kadın, çocuk demeden saldırıyorlar. Ben maruz kaldığım organize saldırıları ve bunların kurumsal arka planını sorgulayıp araştırdıkça dibi olmayan pis bir bataklıkla karşı karşıya olduğumu anladım. Bu benim baş edebileceğim bir yapılanma değil. Ben kendi onur ve haysiyetim, evladımın sağlığı ve güvenliği, ailemin şerefi için sonuna kadar mücadelemi veririm. Gerisi devletin ve toplumun saygınlık ve çürümüşlük derecesine bağlı.

HAFIZA 

Merkezi Nüfus İdaresi Sistemi (MERNİS) sızıntısı, 2009 Türkiye yerel seçimlerinde oy kullanma hakkı olan bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının kimlik numaralarının, ad ve soyadlarının, anne ve baba adlarının, doğum tarihi ve yerlerinin, kimliğe kayıt yerlerinin ve ikâmetgahlarının internete sızması olayı.

Veriler, 2010 yılında sistemle ilgilenen memurlar tarafından para karşılığı satılıyordu[6] ancak 2016 yılında verilerin tamamı internete yüklendi ve .onion uzantılı bir site tarafından yayınlandı.[7] İnternet sitesi, verilerin doğruluğunu ispatlamak için Abdullah GülRecep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlu'nun kimlik bilgilerini yayınladı.

49 milyonu aşkın kişinin[8] kişisel verilerinin paylaşıldığı bu sızıntı, internet tarihinin en büyük çaplı sızıntılarından biri olarak tarihe geçti.[9]

Kısa süre içinde internet sitesine erişim engeli geldi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Binali Yıldırım iddiaları yalanladı ve verilerin daha önce yaşanmış bir sızıntıya ait olduğunu belirtti.[10] Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise soruşturma başlatıldığını belirtti.[11][12] İçişleri Bakanı Efkan Ala, sızıntının merkezî sistemden kaynaklanmadığını öne sürdü.[13]

6 Nisan 2016'da yaptığı açıklamada Binali Yıldırım, kimlik bilgilerinin partilerle paylaşılan veriler aracılığıyla ele geçirildiğini iddia etti.[14]

 49 milyonu aşkın kişinin kişisel verilerinin paylaşıldığı bu sızıntı, internet tarihinin en büyük çaplı sızıntılarından biri olarak tarihe geçti. Böylesi bir siber güvenlik açığı ve ardından yaşanan iktidardaki çatlaklar, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla dünyanın dört bir yanına kaçan cemaatçiler... Olmayan kuyruğumuza teneke bağlayacak düşman bir değil iki değil. Uluslararası Siber mafyalar ve yurtiçindeki uzantıları yıllardır hayatımızı zehir ettiler.



Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları

Reşit olmamış gençleri kullanan özel para-militer çeteler