Bizlere saldıran kurumsal destekli manipulatörlerin işi niçin bu kadar kolay?..

Benzer görüşlere sahip insanların, akrabaların, ailelerin arasına duvar ören sinsi sapkın bir düşman dolanıyor internet ağlarında. Yapay zekanın imkânlarını, para-militer yapılardan aldıkları desteği insana, topluma, kültüre, değerlere kasteden yasa ve ahlak dışı eylemlerde kullanıyorlar. Belli kişi ve grupları hedef haline getirip itibarsızlaştırarak insanlığa karşı suç işliyorlar.

Paralel Yapılanmanın elindeki casus yazılımlarla otomasyona bağlanan, zan altında bırakmaya programlı telefon ve internet sahtekarlıklarının ilk somut nüveleri 2011'de görülmeye başladı. Haber analizleri, yorum ve paylaşımlar yaptığım Blogger sayfalarımın öncülü Google Plus platformundaki paylaşımlarım Gezi direnişinde hedef haline getirildi. Darbeye giden sürecin zeminini hazırlayan güç odakları kendi halindeki birçok sayfayı  - bana yaptıkları gibi- toplumsal kargaşa yaratmak için piyon olarak kullandı. 2019'da kapatılan Google + sosyal medya platformunun  istatistikleri sayfalarımın 12 milyon görüntülemeye ulaştığını gösteriyordu. 15 Temmuz 2016 Darbe Kalkışması'nın bastırılmasına ve ardından gelen kapsamlı Fetö operasyonlarına rağmen "renklendirme" usulüyle varlıklarını koruyan canlı hücreler örtük saldırılarını sürdürdü. Halen 15 Temmuz Darbe Kalkışmasına destek veren uluslararası siber çetelerle, taşeron trollerle ve bunların Emniyet ve Yargı başta olmak üzere devlet kurumlarındaki uzantılarıyla imtihan ediliyoruz. 2011'den beri ensemizdeler. 

Paralel Yapılanmanın Paralel Ekonomisine çalışan bu organize çeteler dijital teknolojinin nimetlerini kullanarak kendilerine kazan/kazan fomüllü bir gasp ekonomisi inşa ettiler. Anlık veri akışlarıyla ve yapay zeka programlarının yönettiği düzeneklerle çalışıyorlar: Mal varlıklarına göre aileleri parçalıyorlar, dağılan parçaları aralarında üleşiyorlar. Kadına da çocuğa da ganimet gözüyle bakan bir zihniyete sahipler. Kurumsal bağlantılarıyla kendilerine yasalardan ve ortak ahlaki değerlerden azade bir hareket alanı sağlıyorlar. Aile Mahkemelerini ve savcılık birimlerini manipule edecekleri networke sahip olduklarını defalarca ispatladılar: Bknz 

Farklı çevrelerden gelen izaha muhtaç geribildirimleri yıllar içerisinde kayıt altına aldığımda ortaya şüpheye mahal vermeyen sistematik saldırı düzenekleri çıkıyordu. Paralel Yapılanmanın servis ettiği casus yazılımlarla çalışan paramiliter çetelerin ipini belli ki birileri gevşetmişti. Fetö'ye dönüşen cemaat yapılanmasının çökertilmesi de durumu bizler açısından değiştirmedi. Yasadışı dijital takiplerden ve devlet kurumlarından elde edilen bağlantısal verilerin kullanıldığı sistematik saldırı düzenekleri 15 Temmuz darbe kalkışmasının bastırılmasına rağmen kaldığı yerden devam etti.

Not: On iki yıldır Blog yazarıyım. Buralardan tanıdığım, geçmişte iletişim kurduğum ya da yüz yüze görüştüğüm kişi sayısı çok azdır***Beni bilen bilir bileyen de kendisi gibi bilir... 


(***2011'de startı verilen troll saldırılarından kim ne kadar haberdardı bilmiyorum. Kendi halinde haber analizleri yaptığım Blogger'ın öncülü Google Plus sayfamda iletişim kurduğum kişi sayısı çok azdır. Onlarla da yüz yüze en fazla bir-iki defa görüşmüşümdür: Bodrum'da yaşayan Ersan, 2011'de yoruma kapalı kendi halinde paylaşımlar yaptığım zamanlarda sayfaya ilk gelen takipçimdi. Beni nereden nasıl buldu da ekledi hiç bilmiyorum. Sayfayı niçin yorumlara açmadığımı sordu. Böylelikle ilk etkileşimler de başladı. Gezi Olayları zamanında İstanbul'a geldiğinde yüz yüze de görüştük. Aynı gruptan Özgül Semercioğlu sinemaya meraklı biridir. Festival filmlerine birkaç defa birlikte gittik. Çorumlu teknik ressam Özcan'la kültürel ve sosyo-ekonomik geçmişimiz yakındı. Vanlı Orhan Erek mütedeyyin çevreden işinde gücünde bir aile babasıydı. Diyarbakırlı Ulaş, beni şaşkınlığa uğratan en büyük gafı yapan kişi oldu. Oysa ona arkadaşça değer vermiş, evimize davet etmiştik. Onun ve Maoucu Çınar Deniz'in (Ali Kemal) kimler aracılığıyla para-militer yapılanmanın topuna girdiklerini öğrenmek isterim...  Malatyalı Tuba anladığım kadarıyla ayran gönüllü Ulaş'ın takıldığı kadınlardan biriydi. Bir kere görüştük. Dersimli Erkan ortamdaki en dürüst adamdı. Dersimli İnan'ı da eklemeliyim buraya. Bir iki defa gördüm. En son iletişim kurduğumda pek iyi değildi. Birçok Alevi genci gibi o da uyuşturucu batağına düşmüş olabilir. 2012-2013 tarihlerinde Yusuf Kurtuluş Türkoğlu adındaki birinin diğer bir kişiyle moderatörlüğünü yaptığı, sonradan kapanan bir Blog vardı. Sayfalarını Google Plus paylaşımlarıma bıraktıkları +1'lerden fark etmiştim. Blogger'da genelde karşılıklı diyaloglar şeklinde ve şiir formatında yazılar paylaşıyorlardı. Tıpkı sayfamın ilk takipçisi Ersan'da olduğu gibi, beni nereden bulduklarını ve samimi yaklaşımlarının arka planını çözememiştim. Kendilerini hiç tanımamama rağmen sayfalarında bana hitaben bir paylaşımda bulunmalarına şaşırtmıştım. Ne olduğunu hâlâ çözemediğim bir Leyla Doğan vakasını eklemeliyim. Kendisini bu ismiyle tanıtan, Kürt ve sol çevrelerle yoğun etkileşimi olan, 2014'te bir anda baş gösteren yakınlıkları ve saatler süren telefon konuşmalarından sonra sırra kadem basan, misyonunun tam olarak ne olarak çözemediğim karanlık bir kişilik profili vardı.

[2015 Haziran seçimlerinde sayfamda paylaştığım caps'lerden biri. Yer - 2013 Gezi Parkı]









Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok pis kokular geliyor

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları

Reşit olmamış gençleri kullanan özel para-militer çeteler