Telekom şirketlerinde telefon ve internet güvenliğiyle ilgili büyük açıklar ve ihmaller var. Telefonlarımıza uzun yıllardır dışarıdan müdahaleyle "koşulsuz çağrı yönlendirme" yapıyorlar. Bunun için cevapsız çağrı bırakmaları yetiyor: bknz.
Telefonları ele geçiren çağrılara veya sms mesajlarına bireysel olarak müdahale etmek imkansız
Telefonunuzu çeteye çalışan elemanların telefonlarına yönlendiriyorlar ve tuzağa düşürdükleri kişilerin sizi aramalarını sağlıyorlar. İnternetteki fuhuş çeteleriyle ortak yürüttükleri bu saldırılarda ses dönüştürücü programlarla sizi zan altında bırakmakla kalmıyorlar, tuzağa düşürdükleri kişileri de maddi manevi zarara uğratıyorlar.
Telefonunuzu yönlendirdikleri çete elemanlarının HTS kaydını sizinkiyle aynı yere, mekana, binaya denk getirerek Emniyet soruşturmalarını kolayca manipule ediyorlar. Bu tür işlerde cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına çalışan kişi ve adresleri kullanmayı ihmal etmiyorlar.
Siber kumanda masalarının yerellerdeki fuhuş çeteleriyle koordine yürüttükleri düzeneklerde isim + soyisim benzerlikleriyle yapılan banka havaleleri mercek altına alınmalıdır. Yıllardır beni zan altında bırakmaya programlı saldırıların soruşturması EN AZ 10 YIL geriye dönük olarak yapılmalıdır. Bu yöndeki ağır iddialar 2019 yılında Anadolu 19.Aile Mahkemesinde görülen bir dava dosyasında geçmesine rağmen re'sen bir soruşturma açılmamış olması düşündürücüdür.
Ulus-aşırı siber çetelerin ülkemizdeki menşei fetö'ye ve Adnan Oktar sapkın tarikatı ve suç örgütüne dayanır. Onlardan türeyen irili ufaklı suç yapılanmaları siber çetelerle işbirliği kurarak toplumu adeta esir aldılar. Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Çerkes, Solcu, Sağcı demeden devletin en kilit kurumları da dahil her yere sızarak toplumun kanını emiyorlar.
Arz/taleple çalışan paramiliter siber çeteler ve yereldeki işbirlikçileri yasalardan azade paralel ekonomilerini kurdular
Bana ve aileme yönelik itibarsızlaştırma düzeneklerini 2011-2012 yıllarında sosyal medyaya taşıdılar. Sosyal ve fiziki çevremizden buldukları ya da yerleştirdikleri kişileri nitelikli iftiralarda kullandılar. 2014 Ocak ayında (Eski eşimin evden ayrıldığı tarihtir) manipülasyonları profesyonel bir çeteye devrettiler. Yıllar içerisinde çevremdeki hemen herkesi aleyhimdeki seviyesiz işlerle tuzağa düşürdüler. Oğlumun ilkokuldaki sınıf velilerine varana kadar hiç kimseyi atlamamışlar. Bir tür yasalar üstü tecrit ve imha düzeneğidir bu.
2015 gemi azıya aldıkları yıldır
ByLock türevi iletişim ağları ve whatsapp türü grup mesajları üzerinden harekete geçiyorlar. Anlık/çoklu konum tespitleri yapan istihbarat yazılımlarıyla kişilere ait telefonları istasyon gibi kullanıyorlar. Sistematik karalama kampanyalarını birbirine eklemlenen networkler üzerinden ortalığa servis ediyorlar.
15 Temmuz 2016 gecesi darbe kalkışmasının bastırılmasıyla bunlardan açığa çıkanlar kendilerine kaçacak delik aradılar. Ancak Yargı ve Emniyetteki güçlerini "renklendirme " usulüyle korunduklarını kendi dava süreçlerimden ve Emniyet soruşturmalarının seyrinden biliyorum.
Telefonlara dışarıdan müdahale eden organize çeteler AİLE MAHKEMELERİNİ manipule edecek güce ulaştıysa, konut dokunulmazlığım uygunsuz çekimler yapan çocuk istismarcısı adi çeteler tarafından yıllarca ihlal edildiyse, deepfake sorumluluk yasasının olmadığı bir ortamda bu programlar ergen troll çetelerinin elinde oyuncağa dönüştüyse, tehlikeli kimyasallar mahalle aralarında dolaşan çetelerin elinde geziyorsa ... ortada bir irade ve güç boşluğu var demektir.
Yargı ve Emniyete uzanan çetelerin tüm engellemelerine rağmen kanıtlara kendim ulaşacaksam DEVLET NİÇİN VAR sorusunu sorma hakkım doğmaz mı?
Devlet ya bu çetelere müdahale etmekte yetersiz kalıyor ya da bu çetelerin varlığından medet uman güç odakları tarafından yönetiliyor. Her ikisi de devlet olma vasfına ve saygınlığına temelden halel getirir.
Ekte sunduğum ekran görüntülerinde onlarca istenmeyen ve engellenen ancak engellemekle de başa çıkılmayan çağrı numaraları liste halinde yer alıyor. Her gün yeni bir numara ekleniyor.
Bu numaraların her biri İHBAR niteliğindedir.