En büyük ceza: Ahlaki/bilişsel kapasitesi düşük insanlara bizleri yargılama yetkisi verilmesidir
Dijital takibe alındığınızda kurgu ekipleriyle çalışan taşeron itibarsızlaştırma çetesi attığınız her adıma, kurduğunuz her cümleye bir hikaye yazıyor; sosyal ve fiziki çevrenize, troll gruplarına sizi zan altında bırakan paylaşımlar yapıyor ve bu saldırı biçimini otomasyona bağlıyor.
ByLock türevi iletişim ağları ve sosyal medya haberleşme uygulamalarıyla saliseler içerisinde istedikleri her yere ürettikleri manipulatif bilgi ve belgeleri servis ediyorlar. Dava soruşturmalarını manipule eden yalancı şahitlikleri, nitelikli iftira düzeneklerini eş zamanlı olarak yine bu networkler üzerinden devreye koyuyorlar. Akran ve siber zorbalıklarını yönetiyorlar. Organize suçlarda cezasızlık zırhı olarak çocukları kullanıyorlar.
Sadece mahalle aralarında gezen çetelerle veya ergen trollerle yetinmiyorlar. Emniyet ve Yargı birimlerinin yıllardır göz yumduğu bir tür yasalar-üstü tecrit uygulamasını devreye koyuyorlar. Dava soruşturmalarını kendi çıkar ağlarına yönlendirerek manipule ediyorlar. En kıymetli yasaları maddi manevi yılgınlığa uğratmanın aracı olarak suiistimal ediyorlar. Bknz. "Yalandan ve iftiradan beslenenlerin örgütlülüğü."
Bunlar on iki yaşındaki çocuğa annesinin "orospulukla geçinen bir pedofili" olduğunu zerk edecek kadar şerefsiz ve bir o kadar da örgütlü insan türüdür. Bana, aileme ve yakınlarıma yönelik yıllara uzanan psiko-siber saldırılarda ve organize suç kapsamında yargılanmaya mahkum tezgahlarda bilfiil rolü olan kişi ve adresler cezasızlık politikalarıyla korunuyorlar.
Yıllardır yalan ve iftira bataklığına batmış örgütlü insan türüyle imtihan ediliyorum. Ancak sosyal ve fiziki çevremdeki kifayetsiz muhterisler yüzünden mücadelemde bir arpa boyu yol alamıyorum.