Dijital çağın siber ve akran zorbalıklarına hiçbir çocuk tek başına direnemez
Anadolu Adliyesindeki savcılık dilekçelerim tam da bu konu üzerineydi (2019/31360 ve 2019134800). Babasıyla yaşamaya başladığı günden itibaren tüm iletişim kanallarım kesilen oğlumun sağlığı ve güvenliğiyle ilgili somut endişelerim oldu. Ancak telefon ve internet güvenliğinin, evine girip çıkan yetişkinlerin soruşturulması yönündeki savcılık soruşturma taleplerim karşılık bulmadı. Kurumsal bağlantılarını kullanan cemaat/hemşerilik çıkar ağları soruşturmanın layıkıyla yapılmasının önüne geçti.
İTİBARSIZLAŞTIRMANIN PİYASASINI KURMUŞLAR
Nitelikli iftira düzeneklerinde Emniyet ve Yargıdaki uzantılarının yanı sıra sosyal ve fiziki çevreden buldukları veya yerleştirdikleri "karakteri bu işlere müsait insanları" ya da organize çetelerin tuzağa düşürerek işlevsel hale getirdiği çoluk çocuğu kullanıyorlar.
Emniyet/İstihbarat soruşturmalarındaki "kontrollü dikkat çeldirmelerle" UYGUNSUZ CÜRÜMLERİ YILLARCA BENİM HANEME YAZILAN KADINLARDAN, TMSF personeli Hakan Sezer'in boşanma aşamasındaki eski eşi Sezen Karanlık örneği var. Sezen ağır zihinsel engelli bir çocuğu olduğu için üzüldüğüm, iki yılda bir görüştüğüm biridir. Ahlaki değerleri zayıf bir kadındır. İnternette tanıştığı adamlara alış-veriş yaptıran, evliliğinde serbest ilişkiler yaşayan, alkol bağımlılığı olan bir kadındır. Eski eşim Fatih Kemal Altaylı benzer bir algıyı benim için de oluşturmak için hiç alakam olmayan bir mahkeme kaydında, TMSF'den mesai arkadaşı Hakan Sezer'in boşanma davasındaki tanıklığında benimle Sezen'i aynı kareye koydu: Bknz. - Adım Hakan-Sezen Sezer çiftinin boşanma tutanaklarında geçiyor. Bunlar yargı ve Emniyet sistemindeki algoritmaların "önyargı" otomasyonu gibi çalışmasına hizmet eden davranışlar. Sezen de benim boşanma davasında tanık olmam için ricada bulunmuştu. Onun hayatını bildiğimden mahkemede yalan söylemeyeceğim için tanıklığı kabul etmemiştim.
Bariz bir açığını görmedikçe herkese doğru düzgün davranan biriyim. Ne var ki selam verdiğim, insan yerine koyduğum ve hatta arkadaş zannettiğim herkese kefil olamam.
Çocukluğu Almanya'da geçen, subaylıktan ayrılma Eskişehirli Aziz Yavuz, İstanbul'da Sabiha Gökçen Hava Limanı güvenliğinde ve site güvenliklerinin gece teftişinde çalışmış biri. Aziz Yavuz'un çocuk istismarcısı paramiliter çeteyle bağlantıları araştırılmalıdır. Kendisi internet ve telefon sahtekarlıklarından uzak olmayan biridir ve arkadaş çevremden Edirneli Özlem Berberoğlu'nun kocasıdır. Özlem akıl hastanesinden raporlu dengesiz biridir. Altı sene evvel İstanbul'dan Eskişehir'e taşındıklarını, lületaşı dükkanı işlettiklerini öğrendim. Özlem tek gittiği Karadeniz turunda eşini tur rehberiyle aldatmış biridir. Onu bu işe teşvik eden kişi de Kadıköy Halk Eğitim'den Gülay'dır (Ak Pırlant). Olmayan kuyruğuma teneke takanların olayı üç aşağı beş yukarı budur. Edirneli Özlem'le aynı zamanda tanıştığım Karslı Tülay Kılıç'ın ailem ve benim hakkımda gerçeği yansıtmayan seviyesiz beyanları var. Zira şahsi menfaatler öyle gerektirdiği için yalana ve çıkar ilişkilerine batmış sahtekar insanlara çalıştı. Aleyhimde hareket etmesi için şantaja maruz kaldığı kişisel açıkları da vardı. Karslı paramiliter çeteye çalışan amcasının kızı Tülay'ın arkasını toplarken profesyonel dikkat çeldirmelerle Tülay'ın seviyesiz cürümlerini benim haneme yazdı. (Ters kowboy) Tülay'ın 2014-2016 tarihlerinde birlikte olduğu Selim Ersin ırkçı bir cemaatçidir. Bu adam evlilik vaadiyle Norveç'ten Türkiye'ye getirdiği Tülay'ı ya yakın arkadaşının Erenköy'deki bürosuna götüren ya da arabasına bindirip İstanbul'da tenha köşeler arayan istismarcı bir karakterdir. AYRICA, eski nişanlısının vahşi saldırısından dolayı Tülay'ın Alevilere ve Malatyalılara şahsi bir kininin olduğunu düşünüyorum. Kazım İşmen Lisesi'nden sınıf arkadaşı olan eski nişanlısı Kemal adındaki Malatyalı Alevi tekstilci işadamının psikolojik sorunlarının olduğunu duymuştum. Adam bir gün Tülay'ı şehir dışında ormanlık bir yere götürüp darp ediyor, üstünü başını parçalıyor, sabaha karşı da İstanbul Ünalan'daki evlerinin kapısına bırakıyor. Tülay bu olaydan dolayı ne şikayetçi oldu ne de saldırının nedenini bizimle paylaştı. Yaşadığı ağır travma nedeniyle yıllardır Oslo'da psikiyatrik tedavi görüyor. Ve yaşadıklarının hıncını benim gibi hiç alakası olmayan insanlardan çıkarmaya çalışan dengesiz bir ruh haliyle yaşıyor.
Güvenlik şirketlerine sızan organize suç şebekesi... Oğlumdan aylar sonra aldığım bir telefon üzerine babasıyla yaşadığı sitenin kapısan gittim. 19 Ağustos 2019 günü orada gelişen ilginç bir olay yaşadım. YUSUF adındaki Kartal Kentplus site güvenlik personeli, ileri psikolojik tekniklerle çocukları kumanda eden istismarcı çeteye dahil biri değilse benim çocuğuma kefil olacak cesareti nereden buluyor? [Bu şahsın kayda aldığım tartışmanın son kısmındaki ifadeleri izaha muhtaçtır] Çocuklara yönelik suçları araştıran, internetteki dark web'lerden haberdar bir sosyolog ve evladının sağlığı ve güvenliği için çalışan bir anne olarak bu cesaretin sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Çocuk istismarcısı siber çeteyle bağlantıları araştırılmalıdır.