Hiçbir sorunu çözmedikleri gibi beni adliye koridorlarında süründüren devlet kurumları
Yıllara uzanan Telefon ve İnternet sahtekarlıkları, dışarıdan yapılan müdahaleler. Bunlarla uğraşmak kolay iş değil. Çünkü devlette konuşlanmış paralel yapılanmalar ve bu paralel yapılanmalara hizmet eden organize çeteler Emniyet ve Yargı birimlerinde oldukça etkinler.
Ev ve cep telefonumdan oğlumu aradığımda görüşmelerin yüzde sekseni iletişimi mümkün kılmayan bir hat kalitesizliğiyle sonuçlanıyor. Oğlum Cem de bu sorunu sadece benimle görüştüğünde yaşadığını söylüyor. Aradığımda sinyal sesi bile gelmeden telefon düşüyor. On aramadan birinde iletişim kurabiliyorum. O da yüzde doksan hat kalitesizliğinin sağlıklı iletişimi engellediği görüşmeler. Dört yıldır tekrar eden bir sorun.
Sorunu Türk Telekom'a iletmeme rağmen bir netice alamadım. Oğlumun telefon ve İnternet güvenliğiyle ilgili talep ettiğim savcılık soruşturmasının üzeri arka arkaya kapatıldı (2019/31360 kyok/itiraza kyok ve 2019/134800 kyok). Bütün çabalarıma rağmen oğlumun maruz kaldığı siber ve akran zorbalıklarının önüne geçemiyorum. Telefon ve İnternet hattına dışarıdan müdahale edenleri tespit ettirip yargı sürecini başlatamıyorum. Çünkü bu ülkede mahkemeler, savcılık ve emniyet çocuk lehine soruşturma yürütmek yerine istismarcı paramiliter yapılara yaslanan organize çetelerin güdümünde iş yapıyor: Bknz. Verdiğim mücadelede benim gözetimimden tamamen çıkartılan oğlumun sağlığı ve psikolojisini takip edemediğim koskoca bir dört yıl var.
Oğlumla telefon iletişimim dört yıldır telefon hattına sızan sinyal bozucularla bloke ediliyor. Aynı zaman diliminde maddi manevi yılgınlık yaratmak için açılan "hakaret" gerekçeli dava bombardımanlarıyla kriminalize ediliyorum. Yıllardır ikamet ettiğim yerde 2011 yılından beri paravan kira kontratıyla kimin girip çıktığı belli olmayan, ne işlerin döndüğü muamma daire/ler var. Savcılık soruşturma taleplerimin üzeri örtülüyor, mahalle karakoluna yaptığım şikayet ciddiye alınmıyor. Emniyet/İstihbarat ve Yargıda cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına çalışan organize çeteler konut dokunulmazlığı ihlallerinde, nitelikli iftiralarda, yalancı şahitliklerde cezasızlık zırhı olarak çocukları kullanıyor. Tıpkı uygunsuz içerik üretmede Trabzonlu Hülya'nın kızlarının kullanıldığı gibi.
FARKLI SİYASİ GÜÇ ODAKLARINA VE SİYASİLEŞEN CEMAATLERE ÇALIŞA ORGNANİZE ÇETELER
İsmailağa Cemaatinin ayak işlerini gören Karagümrük Çetesinin sızmadığı yer yok mesela. Lüks sitelere yerleştirdikleri kişiler Emniyet bağlantılı paramiliter yapılarla ortak çalışıyorlar. Paravan dairelerde kendilerine tabi kıldıkları Türki Cumhuriyetlerinden kadınlar, devlet yetiştirme yurtlarından çıkan kızlar var. Organize suçlarda bu daireleri istasyon gibi kullanıyorlar. Tuzağa düşürerek "ödül/şahtaj/tehdit" döngüsüne çektikleri çocukları ellerine kimyasallar tutuşturarak kirli tezgahlarda kullanıyorlar. Gerçeklik algıları bozulan çocuklar her tür suça alet edilebiliyorlar. Sanal Telkinle Beyin Kimyaları Bozulan Chucky'lere Dikkat.
SİNYAL BOZUCU/JAMMER NEDİR, NASIL ÇALIŞIR, NEREDE KULLANILIR?
"Jammer cihazları, bozacakları yayın ile aynı frekanstan gürültü üretirler. Bu şekilde, yayını alacak olan cihazın gelen frekansı analiz edip işlemesini imkansız hale getirerek alıcı cihazın devre dışı kalmasına neden olurlar. Radyodan, normal veya kısık seste klasik müzik dinliyorsunuz. Hemen karşınızda güçlü hoparlörleriyle başka bir cihazdan, yüksek seste rock müzik çaldığını farzedin. Kendi dinlediğiniz müziği duyamaz, anlayamazsınız. İşte jammer cihazları da aynı bu mantıkta dijital gürültü üreterek cihazların kafasını karıştırıp, algılarını bozmaktadırlar. Genelde alıcı cihazı (cep telefonu, telsiz, bilgisayar, drone vb.) hedefleyen bu frekans karıştırıcı cihazlar, en yaygın şekilde GSM cep telefonu yayınlarını bloke etmek amacıyla kullanılır."