Bir acayip Nişantaşı Psikoloğu, yıl 2001...

Evliliğin altıncı ayında error veren kocayı on dört yıl boyunca anlamaya çalışmak...

Evliliğimin ilk altıncı ayından itibaren eşimle anlam vermekte güçlük çektiğim iletişim sorunları yaşamaya başladım. Bizim kültürümüzde, bozulan şeyi çöpe atmak yoktur. İlk önce arızası bulunur, tamir etme imkânları değerlendirilir. Ben de eşime psikoloğa görünmesi için teşvikte buldum. O vakitler Şişli'de oturuyoruz. Eşimin kuzeninin referansıyla Nişantaşı'nda bir psikolog bulundu. Bir iki seanstan sonra psikolog benimle de görüşmek istediğini söylemiş. Gittim. 45 dakikalık seansın ilk 10-15 dakikası telefonla konuşan, boş boş hiç konuşmadan odaya girip çıkarak histerik hareketler sergileyen bir psikolog... Görüşme bittikten sonra para vermeden çıkıp gidiyordum ki; "ödeme yapılacak" denildi. Hatırı sayılır bir parayı psikoloğun*** uydurduğu yarım yamalak seansına ödeyip çıktım. Velhasıl-ı kelam, psikoloğun eşimdeki arızaya bulduğu teşhis şuymuş: Eşimde küsme sorunu varmış. Bunu yenmesi için ona ödev verildi. Yıllar önce yurtdışına çıkmak için gittiği pasaport dairesinden eli boş döndüğü için pasaport dairesine küsmüş. Bu küsme işini tedavisi için, eşim de gidip pasaport aldı. Arıza ha düzeldi ha düzelecek derken on beş yılımı verdiğim evliliği gecikmeli de olsa nihayetinde 2014'ün ilk günlerinde nihai olarak sonlandırdım. O psikoterapi sürecinin asıl hakikatin perdelemekten başka işe yaramadığını çok sonraları anladım. Mesele durduk yere küsmek falan değildi. O işin kılıfıydı. Adam evliliği kendine vitrin yapıp dışarıda farklı fantaziler peşinde koşan, bana da yıllarca boynuzun her türlüsünü takmış, kurduğu çarpık ilişkilerle beni ve evladımı türlü tehlikelere atmış basiretsiz bir adam, yalancı manipulatörün de önde gideni. Kronik hale gelen tutarsızlıklarının, psikolojik şiddete varan yalanlarının, duygu sömürülerinin, çelişkili davranışlarının kaynağı vicdan azabı ve korkuymuş. Ne var ki babamın vefatından sonra o vicdan azabından ve korkudan da  eser kalmadı. Gerçek karakteri 2011'den sonra ortaya çıktı. Nihayetinde bu yalancı manipulatörden anlaşmalı bir boşanma protokoküyle tek celsede sessiz sedasız boşandım ve kurdudum derken, bu defa 2016'da evlendiği uzatmalı sevgilisi TMSF avukatı Nagihan Gür'ün gazabına uğradım. Birken iki oldular. Yıllardır devletteki sosyal ve siyasal güç ilişkilerini kullanarak şu hayatı bana ve evladıma zindan ettiler. 

(***O psikologun yıllar sonra gittiğim ODM seminerlerindeki psikolog taifesinden olduğunu tahmin ediyorum. Cüneyt Karabiber'in ekibinden. Uygunsuz hal ve davranışlarını Kadıköy Dila Otel'de verilen seminer boyunca sergiledi. Bahçecücesine benzeyen bir psikologtu. O haliyle seminerin en güzel kızını hedonist duygularının esiri ettiğini herkes görüyordu.
NotYavuz hırsızlar şirazeden çıktığı için kamusal alanda olayları anlatmaya mecbur kaldım.2017'de kurumsal destekli itibarsızlaştırma saldırılarında teyakkuza geçtiler. Ben de tüm bu yaşananları herkese açık Blog yazılarımla paylaşmak durumunda kaldım. Yoksa bunca özel konuyu kamusal alanda açmam gerekeceği aklımın ucundan bile geçmezdi. 


Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları

Bir tür yasalar üstü "tecrit ve imha" yöntemiyle mi karşı karşıyayız?