Tanrıcılığa soyunan her güç odağı kendi şeytanlarını da üretir
Cep telefonlarının hack'lenmesi ilkel bir veri toplama yöntemine dönüşüyor. Biyometrik sensörler ile beyin dalgalarının ölçülmesiyle elde edilen verilerden bahsediliyor (Hariri/2018-Davos).
Karmaşık insan davranışlarına/reflekslerine yön verebilmeyi amaçlayan BIG DATA devletlerin mi yoksa şirketlerin mi kontrolünde bilemeyiz... Kimilerine göre "son bağımsız düşünen jenerasyon" olabiliriz. En azından kendi jenerasyonum için bunu söylemek yanlış olmaz. Z kuşağı terimi bir anlamda internet dünyasına doğanlar için tam da bu nedenle kullanılıyor. İnternetin baş döndürücü hızı, devasa bilgi ve veri akışı bizlerin hayatına sonradan girdi. Ancak Z kuşağı bu ortamda doğdu. Jenerasyonlar arasındaki TAM KOPUŞ burada başlıyor.
Yasalar-üstü güç odakları, özellikle şu son on yılda dijital iletişimin tabana yayılmasıyla birlikte, devasa miktarlara ulaşan verileri yapay zeka programlarına yüklediler. İnce olasılık hesaplarıyla çalışan bu programlar, yedisinden yetmişine hemen herkesin, birbirinden farklı toplumsal çevrelerin hangi durumlar karşısında ne tür tepkiler vereceğini %90'ın üzerindeki oranlarla tahmin edebiliyor.
Bir kişinin bir mağazada hangi renge ve modele yöneleceğini tahmin etmek firmalar açısından ürün yönetimi için kıymetli bir veri olabilir. Aynı hassas olasılık hesaplarıyla kontrespiyonajın farklı gruplar üzerindeki etkisini ölçmek de bahse konu yapay zeka programlarıyla yapılabiliyor. Böylesi bir gücün TARAFSIZLIK İLKESİNİ ayaklar altına alan kurumlar tarafından belli çıkar gruplarının lehine kullanılması kabul edilemez. Kendi yurttaşını tehlikeli grupların hedef tahtası haline getiren, ülkeyi açık hava insan laboratuvarına çeviren güç odaklarının varlığı herkes için tehlikelidir. Ne Anayasa açısından ne de uluslararası toplum nezdinde kabul edilebilir bir durumdur.