Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Aralık 1997, Ankara Garı...

Resim
İnsanlar - annemde olduğu gibi - doğru ile yanlışı ayırt edemeyebilirler. Kurumlar bu yüzden vardır. Eğer kurumlar da insanlar gibi hataya düşen subjektif yapılara dönüşürse, toplumda telafisi imkansız hasarlar oluşur ve bunun altından kalkılamaz. ODTÜ'de öğrenciyken trafik kazası geçirdim. Arabanın çarpmasıyla bacağım altı yerden kırıldı. Aracın ön kaportasına zarar verdiğim gerekçesiyle İsviçre Sigorta'dan öğrenci yurdundaki adresime ceza geldi. Zira çarpan taraf Emniyetteki güç ilişkilerini ve Yargıdaki bağlantılarını kullanarak beni suçlu gösterdi. Arkadaşlarım bu haksızlığa sessiz kalmayıp ODTÜ rektörünün avukatıyla görüşmüşler. Haklı ve mağdurken beni haksız gösterenlere karşı savunmamı rektörümüzün avukatı yaptı. Mahkeme hatalı kararı düzeltti ve diğer tarafın asli kusurlu olduğuna karar verdi.   O günlere dair unutamadığım iki olay vardır:  İlki, aracıyla bana çarpan Bilkentli kızın babasının hastaneye gelerek  "para talep etmeyeceğim"  yazan bir kağıdı ...

Sistemin yarattığı "Bylock'cu Muhbir Toplum" koskoca bir suç bataklığına dönüştü

Resim
Suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçunu sistematik olarak işleyen kişi ve kurumlar var İnsanların arkasından konuşmak, seviyesiz yalanlarla ve iftiralarla kara propaganda yürütmek, kulaktan dolma dedikodularla ahkam kesmek sığ karakterli onursuz insanların yapacağı iştir. Dürüst insanın olaylar karşısındaki ilk tavrı başta çocuk istismarları olmak üzere ağır hak ihlallerini kapsayan organize suçları ilgili birimlere iletmektir.  Suçu Bildirmeme Suçları TCK 278/279/280  bunun için yazıldı.  Ancak bu defa devletin ilgili birimlerinin liyakat karnesi çıkıyor karşımıza. Her biri farklı çıkar gruplarına çalışan Yargı ve Emniyet birimlerinden onur, şeref ve adalet beklenmeyeceğini ortaya çıkan hukuk garabetlerinden bizzat tecrübe ettim, ediyorum:  * Çocuğun sağlığı ve güvenliği için başvurulan savcılık birimleri çocuk istismarcısı organize çetelerin paralelinde hareket ediyor. * Aile mahkemeleri anneyi ve çocuğu koruması gerekirken organi...

Emniyeti ve Yargı birimlerini çocuk istismarcısı onlyfans'çı çeteler mi esir aldı?!

Resim
Tam anlamıyla bir HUKUKSUZLUK devrini yaşadık diyebilirim. Cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına çalışan kişi ve adresleri korumak uğruna en temel değerlerimizi ayaklar altına aldılar. Bir anneyi ve evladını Emniyet ve Yargıdaki, ve hatta Eğitim kurumlarındaki uzantılarıyla organize çetelerin saldırılarına açık hale getirdiler.   Hem suçlu hem güçlü olmak kimyalarını bozmuyor. İnsanlıktan çıkmakta ısrar ediyorlar. TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı'nın 2017'deki yargı yollu teyakkuzunun ardından saldırılar başka yargı mensupları eliyle sürüyor. Yargı birimleri haklı ve mağduru kriminalize etmenin, maddi manevi yılgınlık yaratmanın aracına dönüştürülüyor. Kurumlardaki çıkar grupları adli süreçlerin doğru işlemesine engel oluyor. SİBER SALDIRILARIN GEÇMİŞİ 2012'de satın aldığım ilk akıllı telefonumun modifiye edildiğini çok sonradan fark ettim. Telefondaki fotoğraf galerisinin dublike edildiğine, telefonuma dışarıdan müdahalelerin olduğuna şahit oluyordum ***...

Paralel Yapılanmanın bakiyesi organize çeteler

  SİBER SALDIRILARA NİÇİN BU DENLİ AÇIK HALE GELDİK? 15 Temmuz 2016 gecesi halkın tepesinde f-16 savaş uçaklarını gezdiren, TBMM'yi bombalayan, askeri darbeye kalkışan eski iktidar ortağı bir cemaat yapılanmasının toplumun hemen her katmanında ve kurumlarda ne tür tahribatlara yol açtığını anlamak güç değil. * Telefonlara yüklenen casus yazılımlarla sayısız insanı takibe alıyorlar. Toplanan verileri yapay zeka programlarına yükleyerek kumpaslarda kullanıyorlar ( Hacker'lar casus yazılımla sizi arayarak telefonunuzu ele geçirebiliyor. Sadece çağrı bırakmaları yetiyor.  ) * Kişileri dijital takibe alıyorlar; konum tespitleri yapıyorlar, ortam dinliyorlar, insanların ailevi meselelerini, arkadaş çevresini, sosyal/siyasal bağlarını, psikolojisini, konum takibini, banka/matik hareketlerini, ne zaman paraya sıkıştığını ya da eline ne zaman para geçtiğini öğreniyorlar. * Hassas olasılık hesaplarıyla çalışan yapay zeka programlarıyla tanrıcılığa da soyunuyorlar: Olayları önceden göreb...

Yalandan ve iftiradan beslenenlerin örgütlülüğü

Resim
Adalet sistemi namussuzları haklı çıkarmak, sahtekarlara para kazandırmak, dürüst insanları yargı eliyle itibarsızlaştırıp kriminalize etmek için çalışıyorsa orada haktan hukuktan bahsedilemez. KAZAN/KAZAN FORMÜLÜYLE ÇALIŞAN ÇETELEŞMELER ADLİYE KORİDORLARINA KADAR SIZMIŞ VAZİYETTE. SADECE YARGI, EMNİYET VE İSTİHBARAT BİRİMLERİNDE DEĞİL SAVUNMADA DA PARALEL YAPILANMANIN İZLERİ VAR. KOORDİNE ÇALIŞIYORLAR. Yalandan ve iftiradan beslenenlerin örgütlülüğü çözülmedikçe kurumlardaki yozlaşmanın önüne geçilemez Türkiye gibi muhafazakâr bir ülkede, tek yaşayan bir kadın aleyhinde  " kayıt dışı çok yüksek geliri var, farklı bankalarda hesapları var, çok yüksek harcamaları var "  iftiralarını mahkeme kayıtlarına kadar geçirmek basite indirgenebilecek bir saldırı biçimi değildir. Hiç kimse - eğer ruh hastası değilse - şahsi çıkarlarına hizmet etmediği sürece bir başkası aleyhinde üretilen yalan ve iftiraları ısrarla savunmaz.  Her yöne çekilebilecek ağır itham ve iftiralarda bulunar...

Sorun çözeceği yerde sorun üreten bir yargı sisteminden kimseye hayır gelmez

Resim
İHMAL YOKSA KASIT VARDIR - Kadına ve çocuğa yönelik kurumsal destekli sistematik zorbalık karşısında kurumsal bir irade bulamıyorum:  Bknz -  " Sapkın para-militer çeteler devletten daha güçlüymüş" Kurumlardaki paralel yapılanmaların " devlet imajı " karşısında haklı olmanız hiçbir şey ifade etmiyor. Hak arayışlarımda beni sürekli olarak kendimi savunmak durumuna düşürmeye çalışan kurumsal düzeneklerle mücadelede takdir edersiniz ki zorlanıyorum.  2017'de başlatılan dava ve soruşturma bombardımanlarına yenileri ekleniyor. Haklı ve mağdurken maddi manevi yılgınlığa uğratmaya ve kriminalize etmeye programlı taktiksel dava ve soruşturmalarla uğraşıyorum. Oğlumu akran ve siber zorbalıklarını da yöneten organize çetenin saldırılarından korumak için mücadele ederken yargı ve emniyetteki paralel yapılanmanın engelini aşamıyorum. Bknz - " Taraflı, bağımlı ve sorumsuz yargı süreçleri " Öyle ki on iki yaşından bu yana oğlumun da yaşadığı eve yüz metre yaklaştığı...

"İnsan"ı azalta azalta bitiren bir sistemde yaşıyoruz

Resim
Hatalı önyargılarla dolu zihinlerden doğru düzgün yargıların çıkmasını bekleyemezsiniz  " Avantajlı Grupların " inşa ettiği örtük gasp ekonomisi, sadece eşyayı değil  insanların kişiliğini, ruhunu, vicdanını da gasp ediyor. Devlete atfedilen kutsiyet, zamanla asıl amacından saparak toplumdaki ahlaki çürümenin meşruiyet zeminine dönüşüyor. Ömrümüz orman kanunlarının öne çıktığı devlet çatısı altında   ahlaki ve bilişsel kapasitesi düşük insanların  devletteki imkânlarını kullanarak üzerimize sıçrattıkları çamurları temizlemekle geçiyor. Adliye koridorları, Emniyet ve hatta Eğitim kurumları bu örgütlü kötülüğe sorgusuz sualsiz alet olan insanlardan geçilmiyor. Aralarında en iyileri kötülüğünüzü istemeyen ama iyiliğinizi de istemeyenler Her biri organize suç örgütüne dönüşen cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağları  Bylock'u misliyle geçiyor. Y asa dışı istihbaratlardan elde edilen verilerle herkesin bir zaafiyet anı kollanıyor. Ve maalesef kendi menfaati için sizi hi...

Siber Güvenlik Sıfır

Resim
Bir ülkenin güvenlik için yaptığı dijital istihbaratı elbette anlayabiliriz. Ancak bu durum ulus-aşırı siber suç çetelerine ortam sağlayacak bir boşluğa müsaade etmemelidir. Türkiye'ye gelen vatandaşlarına elektronik cihazlarındaki özel belge ve bilgileri taşımamaları tavsiyesinde bulunan kimi batılı devletlerin büyükelçilikleri doğru bir uyarıda bulunuyor. Zira ülkemizde şifreleri kıran, dijital her tür yasadışı manipülasyonu yapan hususi çeteler mevcut. Üretilmiş manipulatif bilgi ve belgeler ve bunların ortalığa servis edilmesi bir yana, sizin yılların samimiyetiyle görüştüğünüz arkadaşlarınızla yaptığınız paylaşımlar, formatından kopartılıp farklı mecralarda kullanılıyor olabilir. 3.dünya ülkesi olmaktan ne zaman çıkacağız çok merak ediyorum. HABER ARŞİV / 2018 Hollanda'dan Türkiye uyarısı: Elektronik cihazlar kopyalanabilir, içinde hassas bilgi ve belge tutmayın Yusuf Özkan Lahey, Hollanda 9 Nisan 2018 Telif hakk Holland...