Devletin sahipliğini üstlenenlerin 'Kadrolu Troller'iyle imtihanım sürüyor

Beni hiç olmadığım biri gibi göstermeye programlı kurumsal destekli onursuz sefil karakterlerden müteşekkil bir düşmanla savaşıyorum. Zihniyet olarak fazlasıyla örgütlü bir sefillik. Sızmadıkları sosyal çevre ve kurum yok.

Hayatım boyunca birçok insan tanıdım. Ancak aynı dönemde yakınlık kurduğum arkadaş sayısı üçü beşi geçmedi. Herkesin bir hayat yoğunluğu var.

Bana karşı niyetleri her ne kadar iyi olsa da dostlarıma bile aleyhimdeki tezgahlarda malzeme olmamaları için mesafe aldım. Çünkü bunun olduğunu görüyordum.

Whatsapp'tan görüştüğüm 20-30 yıllık arkadaşlarımla bile iletişime ara verdim. Kimileri bu süreçte kendiliğinden çekildi. Ülkede dijital güvenlik denen bir şey yok. Konuştuklarımız, paylaştıklarımız muhtemelen uzun süredir birileri tarafından formatından koparılıp bir yerlere servis ediliyordu.

Herkes kendince bir şeylerin farkında. Ancak kimin daha fazla şeyin farkında olduğunu kimse bilemez. Bu sebeple birilerine üstten baktığınızı zannederken daha dikkatli olmalısınız.

Çıkar ilişkilerine batmış enformasyon ağlarına benden daha fazla güvenilmesi kendi açımdan hiç hoş değil. Bunun polemiğine girmeye lüzum duymadım. Kimsenin zan altında kalmaması için uzak durmanın en doğru karar olduğunu düşündüm.

Çevremde benim aleyhimde negatif algı yaratmak isteyenlere istemeden malzeme olanlar varsa bu benim değil onların çözmesi gereken bir sorundur.

Oğlum Cem'in sağlığı ve güvenliğiyle ilgili somut endişelerim küçümsendi . Zaman zaman bunun etkisinde kaldım. Sonradan bunun için kendime çok kızdım. Neredeyse üç yıl oldu oğlumu doğru dürüst göremiyorum. Bu mudur o kadar da tuhaf gelmeyen(!).

Devletin Emniyeti, Yargısı, Türk Telekomu vesairesi düşük profilli sağcı faşistlerin güdümünde çalıştığı için benim işim hiç de kolay değil. Tuttuğum avukat bile paramı alıp bunlara çalışmış.

Ortada annesi aleyhinde sistematik olarak yıllarca ağır ithamlara maruz kalan bir çocuk var. ANNESİ OLARAK YILLARDIR VERDİĞİM İNSANÜSTÜ MÜCADELEYE RAĞMEN BUNUN ÖNÜNE GEÇEMEDİM.

Umuyorum çocuğum benim üzerimden maruz kaldığı ve yaşamı boyunca onda derin izler bırakabilecek sistematik psikolojik şiddeti aşabilir.

Oğluma annesinin "orospulukla geçinen bir pedofili" olduğunu söyleyen ve onu buna inandıracak materyalleri ortalığa servis edenlerden her şey beklenir.
Devlette saygınlık olsaydı bunları yaşamazdık.

Birinci dereceden yakınlarıma ve dostlarıma da kancayı takmayı ihmal etmediler.. Görebildiklerim var ve bir de göremediklerim. 

Sağduyu, akl-i selim, vicdan ve yüksek anlayış hak getire... Çürüme ve yozlaşma çok boyutlu...

Bütün bu olaylarda kokuşmuş devlet ve toplum manzarasını bizzat tecrübe ettim. Kürt olduğumu kamuya açık sosyal medya mecrasında dile getirdiğim anda saldırıların kapsama alanı ve dozu 2015 seçimleri döneminde bin kart arttı.

SAĞCI FAŞİST CAMİANIN KİRLİ KURGULAR VE MANİPULASYONLAR İÇİN KENDİ BAĞLANTILARINI TAM TEYAKKUZ DEVREYE KOYMALARI BU TARİHLERE DENK DÜŞER. ÇEVREMİ BİLE BU KURGULARA GÖRE DİZAYN ETTİKLERİNİ BAŞINDAN İTİBAREN KAYDA ALDIĞIMI SANIRIM AYRICA BELİRTMEME GEREK YOKTUR.

A
leviliğime "mum söndü", Kürtlüğüme "terörist" diyen gericilerin ulus sözleşmesi: bknz


27 Mayıs Darbesi’nin lideri Orgeneral

Cemal Gürsel Diyarbakır’da der ki:

“Bu memlekette Kürt yoktur. Kürdüm

diyenin yüzüne tükürürüm.”

Yıl 1930.







Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Bir tür yasalar üstü "tecrit ve imha" yöntemiyle mi karşı karşıyayız?

Türk Tipi Nomenklatura