Toplum kendine saygısını yitirirse en başta çocuklar yoldan çıkar

Son on yılda, özellikle internetin yaygın hale gelmesiyle dünyada çok şey değişti. İnsanın algılama kapasitesini misliyle aşan dijital dünyadaki gelişmeler sayesinde, adı konulmayan bir dijital devrim yaşandı. Ne var ki, hızından dolayı idrak edilemeden içinden geçilen bu devrimi, art niyetli güç odakları mevcut neoliberal sömürü politikalarının avantajına kullandı, kullanmaya da devam ediyor.

Kapitalizmin ruhuyla uyumlu siber çeteler, birbirine eklemlenen internet networkleriyle kitleleri zarara uğratacak projelerde yer alıyorlar. Belli merkezlerden koordine edilen networkler, yapay zekanın sınırlarını zorlayarak toplumda telafisi olmayan yıkımlara imza atıyorlar. Mevcut siyasi ve coğrafi sınırları aşan siber çeteler binlerce yıllık insanlık birikimini yerle bir ediyor.

Kitleler, ileri dijital tekniklerle sistematik biçimde manipüle edilerek aptallaştırılıyor. Dijital devrimin nimetlerini kirli işlere havale eden yapılar yaşadığımız mahallelere kadar sızıyor. Bu sebeple, "küçük insan hikayeleri" size hiç abartı gelmesin.

2013'ten öncesi de olmakla birlikte, bu tarihten itibaren gördüklerimi, izlenimlerimi, araştırmalarım sonucunda elde ettiğim bulguları alt alta sıraladığımda ortaya devasa bir network şeması çıkıyor. Bu networkler otomatik pilota devredilmiş uçak gibi yapay zekanın kontrolünde işleyen, yasalardan muaf bir sektöre dönüşen yapı arz ediyorlar.

Piyasanın farkında olan bir kesim, kısa yoldan ün ve para elde etmek için adeta sıraya giriyor. Kendi dar çıkarlarına odaklı ve her biri reklam panosuna dönüşen insan tipolojisi mevcut sistem tarafından yüceltilerek "ideal" insan örnekleri olarak topluma servis ediliyor. Tam bir kısır döngü!

Sistem etik hiçbir değeri olmayan piyasa mantığıyla insanların manipüle edilmesi üzerine kuruluyor. İster ünlü olmak isteyen sokak şarkıcısı, isterse Koç'un Sabancı'nın satışını arttırmak istedikleri bir ürün ya da tirajı arttırılmak istenen bir dergi, bir kitap. İçerik üretmekten çok tiraja çalışan bir piyasa mantığı işliyor. Tek amaç insanları belli ürünlere yöneltmek.

Gençlerin günümüzde idol olarak seçtiği kişiler, yürüyen reklam panosundan farkı olmayan ünlüler. Çocuklar ve gençler reklamın vücut bulmuş hali olan sosyal medya fenomenlerinin büyüsüne kapılarak yaşıyor.

Bundan âlâ kapsamlı bir çürüme mi olur?..

Tam da kapitalizmin ruhunu şaha kaldıran süreçler yaşanıyor. Olan, geniş halk kitlelerine oluyor. Çapı ve derinliği her geçen gün artarak büyüyen birbirine eklemlenmiş networkler, mevcut kurumsal yapıların ve değerlerin altını hızla oyuyor. Yargı kararlarını, İstihbaratı ve hatta çatışma ve savaş durumunda askeri emirleri manipule edebilen bir siber yapılanma hayatın her noktasını piksel piksel işgal ediyor.

Günümüzde dijital devrimi de kendine yontan neoliberal sömürü çarkıyla mücadeleyi yanlış yerlerde ararsak, insanlığa vurulmuş en ağır darbeyle savaşacak gücümüz de kalmaz. Sistemin, kitleleri sindirme aracı internet ve sosyal medyadır. O halde mücadeleye buradan başlamak zorundayız.


Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Devletin en kilit kurumlarında Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları

Bir tür yasalar üstü "tecrit ve imha" yöntemiyle mi karşı karşıyayız?