Aileden insanlar kim/ler/in topluna girdiklerini izah etmeye mahkumlar

2015 yılından beri beni maddi manevi yılgınlığa düşürmek ve yalnızlaştırmak isteyenlerin planları bir bir gün yüzüne çıktıkça, zamanında kavramakta güçlük çektiğim tuhaf hal ve tavırlarının izahı da gelecektir diye umut ediyorum.

Arat
(Arkadaşım Papatya'yla bütün gün onun babasının eski ofisinde çalıştıktan sonra eve dönerken bütün yorgunluğumuza rağmen Arat'ın Galata'da çalıştığı dükkanın önünden selam vermeden geçip gitmek ayıp olur dedik, uğrayıp hal hatır sorduk. Akşamında bu mesajı atmış bana. O gün bugündür görüşmüyorum. Benim bu geri zekalı akrabalarımın kimlerin topluna girip ne yaptığını Allah bilir.)

bir sonraki caps'te ablam Sibel'in mesajları yer alıyor.

Sibel
(2013 Eylül'ünde Kemal'le kati biçimde ve net olarak ayrılık kararı aldığımız günden beri Sibel'in tek derdi - ne hikmetse- oturduğum evin Kemal'in hakkı olduğu lobisini yürütmek oldu. Boşanmanın gerçekleştiği 2014'den bir yıl sonra bile hala aynı argümanı tekrarlayınca bu yaptığının küfürden, hakaretten farklı olmadığını ve hangi sebeple bana bunu söyleyebildiğini sorduğumda kalkıp evimden gitti. Yanıt alamadım bir türlü... Napayım kardeş işte. Atsan atılmaz satsan satılmaz.)


Ablam Sibel'in bu tavrına ve iletişimi kesmek istemesine rağmen, oğlum ve yeğenim görüşmek için çok ısrar edince, ne kadar olsa teyzesidir diye oğlumun kırk yılın başında bir gece orada kalmasına müsaade ettim. 2017 Ocak ayı. Ancak Arat'ın ve uzmanlık alanı ergen psikolojisi olan rehber öğretmen ablamın sorumluluğundaki bir yerde onlara çocuk emanet edilmemesi gerektiğini sonradan anladım. Bu çocuklar doğdukları günden beri benimle birlikte günlerce kalırdı. Bugüne kadar tek bir vukuat olmadı. Kırk yılın başı ilk defa onlarda kaldı çocuğum. Ortada çok çarpık işlerin olduğu muhakkak. Ya Arat'ta var bir sıkıntı Ya da ablamda. Arat'tan şüpheleniyorum. 



Ya manipule edildiniz ya da manipulasyonun bizzat üreticisi sizlersiniz




- Kardeş mardeş tanımam hapse attırırım (Ablam, Erenköy Kız Lisesi Rehber Öğretmenlerinden Sibel Kaytaz)
- Hapse attırmayalım, akıl hastanesine yatıralım (Eski eşimin yeni eşi, #TMSF avukatlarından Nagihan Gür Altyalı)

2016'da eski eşim Kemal, eski eşimin yeni eşi Nagihan Gür ve ablam Sibel arasında geçen bu diyaloğu izah eden hala çıkmadı. Ablam 3 yıldır benden adeta kaçıyor. İnsan haysiyet ve şerefini dijital networkler üzerinden yürütülen profesyonel algı operasyonu ve sistematik/koordine kara propagandayla ayaklar altına alanlarla ilişkilerini izah etmek zorundalar. Zira bu iş beni misliyle aşan bir meseleye dönüşmüştür.
Şahsım aleyhinde yürütülen itibar suikastında ailemi (kaleyi) içten fethetmemiş olmasalardı oğlum ve benim yaşadığımız sıkıntı bu kadar uzun sürmezdi. Oğlum ve benim açımdan koşullar halen devam etmektedir. Sebep olanların yargı önünde izah etmesi gereken şey birikti.
Bu saçmalıklara paralel olarak 10 Ekim 2017 tarihinden beri neredeyse hiç göremediğim ve babası ve babasının yeni eşi Nagihan Gür'ün yanında kalan oğlum en ufak bir iletişim çabamda bana ezberlemiş gibi "hala düzelmedin mi" diyor. Ne demek istediğini sorduğumda ise telefonu yüzüme kapatıyor. Kendisi kırk yılın başında aradığında ise sanal karta para yüklememi istiyor ve kapatıyor. Pırlanta gibi çocuğu kendilerine benzettiler bir buçuk yılda. Hesap verecekler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor

Bir tür yasalar üstü "tecrit ve imha" yöntemiyle mi karşı karşıyayız?

Türk Tipi Nomenklatura