Hak arayışlarının yapılacağı en son yerin adliyeler olduğunu öğreten yargı süreçleri...
Geç gelen adalet adalet değildir. Gelecekse de adaletin geç gelmesi haklı ve mağdur tarafı devlet eliyle yıpratmanın, aşağılamanın ve ezmenin başka bir tür aracıdır.
Geçen yıl bu zamanlarda Blog yazılarımdan dolayı Anadolu 27. Asliye Mahkemesinde görülen bir davanın duruşmasına katılmadığım gerekçesiyle, yazılı savunmamı ön büroya vermiş olmama rağmen, yakalanma kararı çıkarıldığını öğrendim. Evimden "kaçaklar listesindesiniz" denilerek iki polis eşliğinde haftasonu gündüz vakti gözaltına alındım. Önce Maltepe Devlet Hastanesi'ne, oradan mahalledeki Cumhuriyet Polis Karakolu'na götürüldüm. Beş gün içerisinde mahkemeye gideceğim taahhütüyle serbest bırakıldım.
Mahkemede ifadem alınırken bir sonraki duruşmaya "gelsen de olur gelmesen de olur" denildi. Sonraki duruşmanın benim aleyhimde ilerlediğini, Blog yazılarıma açılan önceki dört davadan beraat verilmeyen Anadolu 7.ve 14.Asliye Ceza kararlarının zikredilerek kriminalize edildiğim bir sürecin işlediğini öğrendim.
2017 Şubat'ından bu yana hak ve adalet aradığım yargı sisteminin beni sürekli olarak kendimi savunma durumuna düşürdüğü dava ve soruşturmalarla ömür tüketiyorum. Bu kısır döngüden bir çıkış yok. Sizi kriminalize etmek istiyorlarsa bunu zincirleme biçiminde kolaylıkla yapıyorlar. Teknik olarak üçüncü şahısların güdümüyle çıkan ilk hatalı kararları sonrakilere emsal göstererek sonsuza kadar dava ve soruşturma açabilirler.
Benim açtığım tek dava olan Anadolu 19.Aile'de görülen davada üç talebim vardı: Manevi tazminat, nafakanın artırımı ve oğlumun soyadının benim soyadımla değiştirilmesi. Evladının annesine yönelik nitelikli iftiralarda rolü olan bir babanın oğlumla aynı soyadını taşımasını istemedim. Oğlum 18'ini geçtiği için ilk mahkemenin kaale bile almadığı soyadı değişikliği talebim için temyize gitmedim. Nafaka olayı midemi bulandırıyor. O da tazminat talebimdeki rakam da güncel değeriyle kuşa dönüştü. Oysa en başından beri ömrümün sonuna kadar bunlarla hiç muhatap olmamayı yeğlemiştim. Beni itibarsızlaştırarak hayatımı sekteye uğratanlar kendileri. Hak ihlallerini önleyecek ve gerektiğinde telafi edecek olan yargı ve güvenlik birimleri maalesef organize çete mantığıyla suçlulara hizmet ediyor: Bkzn.
Özetle; karakteri zayıf, kötücül insanlar çıkar odaklı hareket edebilir, bunda çok da şaşılacak bir durum görmüyorum. Ancak hak arayışlarının yapılacağı en son yerin adliyeler olduğunu bana tane tane öğreten yargı süreçleriyle karşı karşıya olduğumu öğreniyorum.