Rasyonel davranması gereken kurumlar nesnel doğrulardan uzaklaşırsa...

Okul yüzü görmemiş yaşlı bir kadını kandırarak kendi evladına karşı kullanmayı marifet zannedenler tek tek yıkılacaklar. Annemle yedi yıl görüşmedim. Dünyanın en kötü insanı değil elbette. Anlaşamıyoruz. İnsan babasının öleceğine inanmazmış. Babamın ölüm haberi geldiğinde dona kaldım. Cenazesine bile annemi görmek istemediğim için gitmedim... Babamı zaten kaybetmişim bir de haz etmediğim insanların beni öfkelendirmeye müsait hal ve davranışlarına katlanmak istemedim... Bu benim kendimle ilgili bir haldi. Ama annem ne yaptı ne etti bir evladı olarak onu niçin görmek istemediğimi bütün dünyaya kanıtlamanın bir yolunu buldu. Haklı çıkmayı hiç istemezdim. Haklı çıkmak mutluluk vermiyor... Herkes paralel yapılanma denilince üst siyaseti, büyük ihaleleri akla getiriyor. Oysa aşağıdan yukarıya bir çürümenin resmidir paralel yapılanma denen olgu. Devletin imkanlarını dijital teknolojinin nimetleriyle birleştirerek yasa ve ahlak dışı düzeneklerle onur ve haysiyetimize saldırıyorlar. Annemi ken...

HERKES CEMAAT/TARİKAT DENİLİNCE SUNNİ İSLAM ÇİZGİSİNDEKİ CEMAAT VE TARİKATLARI AKLA GETİRİYOR. OYSA BUNLARIN SEKÜLER İZDÜŞÜMLERİ DE VAR. MASON LOCASI DA BİR TARİKATTIR MESELA. EZOTERİK OLUŞUMLAR DA DEVLETTE KENDİ NETWORKLERİNİ KURUYORLAR. Bazen derin/paralel devlet yapılanmalarında sapkın cinsel eğilimleri olan pedofiliye meyilli bir kliğin bütün bu olanlara sebep olduğunu düşünmeden edemiyorum. Durum bu ise Fatih Kemal Altaylı ve Nagihan Gür Altaylı bu kliğin birer üyesi olsa gerek. Yoksa bu iki sorunlu insanı kurumsal anlamda niçin bu denli müdafaa etsinler?.. Bunun yolunu da benim gibi doğru düzgün yaşayan, değerlerine bağlı bir insanın kurumsal arka planı olan tezgahlarla mahvında buluyorlar. İleri teknolojiyle kurdukları tezgahlarda bile kadına ganimet gözüyle bakan zihniyeti açık ediyorlar. Yıllardır profesyonel dikkat çeldirmelerle, belaltı tezgah ve çirkin algı manipulasyonlaruyla beni zan altında bırakmaya programlı kurgu ve hikayelerle saldırıyorlar. Adalet sistemi namussuzla...

O KADAR ÇOK ANEKDOT BİRİKTİ Kİ HANGİ BİRİSİNİ AKTARSAM BİLEMİYORUM... ONUN YERİNE GENEL ÇERÇEVEYİ ÇİZMEK DAHA YERİNDE OLUR. İtibarsızlaştırma piyasasını anlamayanlar küçümsüyorlar. Bu bir sektör. İşin içinde mal, mülk, tapu meseleleri de olduğundan saldırıdan nemalananların sayısı da artıyor. Paralel yapılanmalardan türeyen siber çeteler "konum ve ortak arkadaş tespitleri" nden sonra cemaat/hemşerilik/siyasi insan kaynağını devreye koyuyorlar. Aile tam da bu noktada çok önemli. Bizimkiler hem fazlasıyla naifler, hem de fevri ve kıyıcılar. Çetelerin tam da arzu ettiği biçimde dört koldan yürütülen karalama kampanyasının tuzağına düşerek beni yalnızlaştırdılar. Başka ne beklenebilir ki?.. Herkesi manipule edebilecekleri networkü kuran kurumsal destekli bir yapılanma bu. Manipulatif bilgi ve belgeyi aynı kişiye birden fazla çevreden servis ettiklerinden sağlaması alınarak yapılan oyunlarda ikna kabiliyetleri yükseliyor. Oltaya gelmeyen akli selim sahibi az sayıda kişi var. Kimi...

Erginleşmemiş bir zihniyetin eline hasımlarına karşı kullanmak üzere deepfake gibi ileri bir teknolojiyi verenler tıpkı "muz ithalatı yapıyoruz, kokain taşındığını bilmiyorduk" diyen paravan şirketlerlerden farksızlar. Tek farkla bunlar paramiliter yapılanmalar; yani Fetö tarafından darbe öncesinde piyasaya sürülen, darbenin bastırılmasına rağmen yasa ve ahlak dışı bir piyasada iş görmeye devam eden, kurumsal arka plana sahip troller... Oğlum Cem'e on iki yaşından beri yapılan siber ve akran zorbalığını tahmin etmek güç değil. Annesini zan altında bırakan uygunsuz, seviyesiz içeriklerle ona baskı uyguladılar muhtemelen. Çocuğum niçin beni görmesin yoksa... Rezillik diz boyu... Ama suçlular utanç duymuyor. En yakınımdaki insanlar bile anlatmak istediklerimi ve iletişim kanallarım kesilen oğlumla ilgili somut kaygılarımı basite indirgeyen yapmacık tavırlar sergilediler.   Oğlum uyuşturucuya alıştırıldıysa bunu bilme olanağım bile yok. Uyuşturucuyla ya da cinsellikle alakal...

Oğlumun sağlığı ve güvenliğiyle ilgili hukuki hak arayışlarımı neticesiz bırakmakla kalmayıp, dava bombardımanlarıyla beni sürekli olarak kendimi savunma durumuna düşürecek bir kısırdöngüye çeken kurumsal düzeneğin arkasında, beni "adliye koridorlarında süründürmeye ant içen"  ve kurumlardaki güç odaklarından destek bulan TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı var: Bknz -  Paralel Devlet Yapılanmaları: Cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar grupları . Anneyi ve çocuğu koruması beklenen 6284 gibi çok kıymetli bir yasayı amacının tam aksi yönde defalarca istismar ettiler.  Kadına ve çocuğa yönelik kurumsal destekli sistematik zorbalık karşısında kurumsal bir irade bulamıyorum.  Sapkın para-militer çeteler devletten daha güçlüymüş .  Maruz kaldığım sistematik itibarsızlaştırma saldırılarını ve yargıdaki sorunlu işleyişi arşivlediğim Blog yazılarım 5. defa (ilk dördü eski eşim ve eşi avukat Nagihan Gür Altaylının sonradan birleştirilen savcılık soruşturm...

Geçmişi 2008'e kadar uzanan siber saldırılarda Alevi Kürt toplumu deneme tahtası olarak kullanıldı Eşitsizlikler üzerine inşa edilen müesses nizamın yasa ve ahlak dışı paralel yapılanmaları Alevi Kürt toplumunu çağa uyarlanmış yöntemlerle bölüyor.  Atatürkçülük kılıfıyla Alevi toplumuna sızan ırkçı faşistler ailelere nifak tohumları ekiyor.  Belli kişi ve grupları itibarsızlaştırmak amacıyla ürettikleri bilgi ve belgeleri birden fazla kanaldan aynı adreslere servis ederek ikna kabiliyetini arttırıyorlar.  İtibarsızlaştırma saldırılarında bir yandan sosyal çevrenin/akrabalık ilişkilerinin en dış çeperinden [Samsun Ladikli eski eltim Canan Altaylı gibi (2009), Devrim Altaylı'nın eşi Ebru Altaylı (2011) gibi...] diğer taraftan da yakın çevreden ( sosyal ve fiziki) ulaşabildikleri kişilere eş zamanlı olarak kara propaganda malzemelerini servis ediyorlar. Kirli zihin haritalarını açık eden o leş dillerini mezardaki babama kadar uzattılar Otomasyona bağladıkları yalan ve if...