Rasyonel davranması gereken kurumlar nesnel doğrulardan uzaklaşırsa...

On altı yaşındaki oğlum Cem tahmin ediyorum ki aleyhimdeki ağır ithamlara başlarda çok direndi. Savunmaya da geçti. Ancak kocaman yetişkinlerin bile baş edemeyeceği türden   zorbalıklarla   çocuğum nasıl mücadele etsin. İnsan inanmasa bile sırf kendi çaresizliğiyle yüzleşmemek için inanmış gibi yapmayı tercih edebilir. Ya da hiçbir şey yokmuş gibi davranmayı ve yoluna devam etmeyi. Cem de olaylar karşısında duyarsızlık geliştirdi. Bunlar bir çocuk için en doğal savunma mekanizmalarıdır. İyi ki kendisini düşündü oğluşum. Başka türlü işin içinden çıkamazdı. Etrafında onu sürekli zorlayan akranlarıyla, hemen her şeyi yapay zeka desteğiyle taklit edebilen kurumsal destekli  siber bir çeteyle , babasının evinden çıkmayan istismarcı Yozgatlı Gür'lerin yalan ve iftiralarıyla baş edemezdi. Oğlumu manipule eden akranlarının arasında evime yasa dışı yollarla girip uygunsuz içerik üretenler var. Bu çocuklar zaman içerisinde zorbalığın hem öznesi hem de nesnesi haline dönüştüler....

Yaşları en fazla 12-13 olan üç erkek çocuğunun aralarında geçen sohbete kulak misafiri oldum ister istemez. Yetişkin adamları cinsel içerikli mesajlaşmalarla nasıl kandırdıklarını anlatıyorlardı. Adamları miyavlattıklarını, seslerini nasıl kadın sesi gibi kullandıklarını konuşup gülüşüyorlardı. Başka bir zaman, bizim sitedeki çocukların her zaman toplandıkları malum balkonun altındaki sohbetlerine şahit olmuştum mutfak penceresinden. O da benim için küçük bir şoktu. Bu çocukların psikolojilerinin iyi olmasını beklemiyorum. Oyun sandıkları cinsel içerikli mesajlaşmalar cinayetlere bile sebep olabilir.  Çocukları kumpas ve tezgahlarda "cezasızlık zırhı" olarak kullanan organize çeteler var.  İlk jenerasyon klavye trolleri şimdilerde yirmili yaşlarındalar ve sürekli olarak yeni çocukları "meydan okuma/challenge" tuzaklarıyla sisteme dahil ediyorlar.  Çocukların %96’sı karşılaştığı zorbalığı anne babasına ya da öğretmenine anlatmıyor .  Çünkü içine çekildikleri ...

İlericilik iddiasındaki çevrelerin nasıl da seviyesiz kurgu ve yalanların etkisiyle hareket ettiğine defalarca şahit oldum. Sosyalist çevrelere, Kürt ve Alevi çevrelere nasıl sızdıklarını kendi davalarım gereği yıllar içerisinde tek tek bağlantılarıyla kayda aldım.  Gittiğim her yere benden önce aleyhimde ürettikleri bilgi ve belgeleri servis ediyorlar. . .  Kara propagandaların niteliği, derinliği ve çapı 2016'da hız kazandı. Otomasyona bağlanmış biçimde üretilen manipulatif bilgi ve belgelerle yaşam alanlarım gasp ediliyor. Yapay zeka programlarıyla, hacker ve  profesyonel kurgu ekipleriyle  çalışıyorlar. Konum takibiyle, arkadaş listeleri, eş-dost akraba tespitiyle manipulatif bilgi ve belgeleri servis edecekleri bağlantıları kolayca kuruyorlar. Yargı, Emniyet ve İstihbarattaki bağlantılarıyla yalancı şahitlikleri, nitelikli iftira düzeneklerini ayarlıyorlar  (oturduğum binada ve çevrede yıllardır yaptıkları gibi) , itibarsızlaştırmayı kurumlardaki paralel ya...

Makine öğrenmesine dayanan ilk modeller - "Ön yargı otomasyonu" Yapay zeka titizlik gerektiriyor - "Veri konusunda titiz olmak, veri hazırlığında ise önyargı taşıyıp taşımadığından emin olmak önemli. Üniversitelerde çözüm odaklı etik derslerin verilmesi gerekir. Şirketler içinde ise etik sorunları fark eden insanlar yetiştirilmesini sağlayabiliriz." "Gerek kamuda gerekse özel sektörde basit ya da karmaşık karar verme mekanizmaları için algoritmaların, makine öğrenmesinin ve yapay zekanın kullanımı her geçen gün artıyor... Makine öğrenmesine dayanan modeller ise insanlar tarafından oluşturulmuş, dolayısıyla da yine ön yargılı olma olasılığı yüksek veri kümeleri ile eğitiliyor. Bu veri kümeleri ile eğitilen modellerin vardığı sonuçların veri kümesine içkin ön yargıyı taşımama olasılığı yok. Ancak algoritmalara içkin bu ön yargılar çoğunlukla yeterince önemsenmiyor. Karar verme süreçlerinin otomasyonunun iş yükünü azaltması en uyduruk algoritmaların dahi pek de in...

Yıllardır dünyanın en sefil, dünyanın en seviyesiz, dünyanın en şerefsiz algı manipulasyonlarına sistematik biçimde maruz kalan biri olarak şunu söyleyebilirim; adamlar işi biliyor. Zira bu kadar HER ŞEYDEN EMİN AHMAĞIN olduğu bir dünyada başka türlüsü beklenemezdi. Paravan kontratlarla kiralanan, gireni çıkanı belli olmayan daireler. Burnumuzun dibine kadar gelip film yapımcıları gibi kurgu ve hikayelerle nitelikli iftira düzenekleri kuruyorlar. Kendi toplumumun*** özgün bir duruş ve sorgulayıcı akıl yerine sürekli olarak refleksleriyle hareket etmesi benim için ayrı bir üzüntü kaynağı oldu. Toplum olarak yoksulluk ve çaresizlik girdabından çıkamıyoruz. Güç kapma yarışında nefsimize, egolarımıza, üzerimize yapışan ezikliğe yenik düşüyoruz. Fazla duygusalız. Ve aslında güzel olan bu özelliğimizi BİRİLERİ işlevsel biçimde bize dönen silaha çeviriyor. Uyuşturucu batağına bulaşan sahipsiz bırakılmış gençlerimizi yalan ve iftira düzeneklerinde kullanıyorlar.  PARALEL YAPILANMANIN ALEV...